Önceki Medeni Kanununun yürürlük tarihinden (4.10.1926’dan) önce evlatlık kurumu bulunmadığından, bir kimsenin başkasının «evlatlığı» olduğu şeklinde nüfus kayıtlarında belirtilmiş olmasının önem taşımayacağı–
Hâkimin, «Türk kanunlar ihtilafı kuralları»nı ve bu kurallara göre yetkili yabancı hukuku re’sen uygulayacağı, yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde, hakimin tarafların yardımını isteyebileceği– Yabancı bir hukuka tâbi olarak, yabancı ülkenin usul hükümlerine göre gerçekleştirilmiş olan bir evlât edinmenin, Türk hukuku bakımından «yabancı bir evlad edinme işlemi» olduğu, böyle bir evlatlık ilişkisinin MÖHUK’un 18. maddesindeki koşulların yerine gelmiş olması halinde, Türk hukuku bakımından geçerli bir evlad edinme olarak kabul edilebileceği–
Evlatlığın evlat edinenin mirasçısı olduğu–
Eski hukuk zamanından gelen “manevi evlat” kaydının hukuki dayanağı bulunmadığından, nüfustaki bu kaydın iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Evlatlık ve füruunun sadece kendisini evlat edinene mirasçı olabileceği–
Çocuklarını evlatlık veren ana baba, evlat edinene karşı dava aça-rak «çocuklarıyla kendi aralarında kişisel ilişkisinin düzenlenmesini» isteyebilirler mi?–
Evlatlık ile evlatlığın tabii anne/babası arasında kişisel ilişki kurulması konusunda, mahkemede dava açılabilir mi?–
Çocuk adına ana babasının “veli” olarak, evlatlık ilişkisinin kal-dırılması için dava açamayacağı, böyle bir davanın ancak atanacak kay-yım tarafından açılabileceği–
«Evlatlığın, babasının soyadını kullanmakta muhtar olduğuna» ka-rar verilemeyeceği–
Ana babaya ait hak ve görevler evlat edinene geçtiğinden evlat edinenin evlatlığa ait taşınmaza ilişkin yapacağı satış vaadinin geçerli olacağı–