-
Adalet Komisyonu Raporu
«Tasarının 314 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığının devam edeceğine ilişkin hüküm, Tasarının 500 üncü maddesinde üçüncü fıkra olarak yer almasının daha doğru olacağı dü-şünülerek metinden çıkarılmıştır.»
-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 314 - Evlât edinmenin hukukî sonuçlarını düzenleyen bu madde, yürürlükteki Kanunun 257 nci maddesini karşılamaktadır.
Birinci fıkrada, ana babaya ait hak ve yükümlülüklerin (velâyetin ve velâyetten doğan hak ve yükümlülüklerin) evlât edinmenin gerçekleşmesiyle birlikte evlât edinene geçeceği hükme bağlanmaktadır.
İkinci fıkrada, evlât edinmenin mirasçılık üzerindeki etkileri düzenlenmiştir. Buna göre, evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur, ancak kendi aiilesine karşı kan bağından doğan mirasçılığını da korur.
Üçüncü fıkrada, evlâtlığın ergin olmaması hâlinde evlât edinenin soyadını alacağı; evlât edinenin isterse, ergin olmayan evlâtlığa yeni bir önad verebileceği ve ergin olan evlâtlığın ise, ancak o isterse, evlât edinenin soyadını alabileceği hükme bağlanmaktadır. Böylece, evlâtlık ergin ise, evlât edinenin soyadını ken-diliğinden almış olmaz; onun evlât edinenin soyadını alıp almaması tamamen kendi seçimine bağlıdır.
Dördüncü fıkra, eşler tarafından evlât edinilen ve ayırtım gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adlarının yazılacağını düzenlemektedir.
Nüfus idaresine hitap eden bir düzenleme hükmü olan beşinci fıkra ise, evlâtlığın miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının kaybolma-ması için alınması gerekli önlemleri göstermektedir.
Maddenin son fıkrası, evlât edinme işleminin dokunduğu menfaatler gözö-nüne alınarak getirilen bir gizlilik kuralıdır.»
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘Madde 243 - Madde, yürürlükteki Kanunun 257. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki Kanuna 2846 sayılı ka-nunla ilâve edilen dört fıkranın Nüfus Kanununu ilgilendiren hükümleri, ortaya alınmak üzere bu maddeye konulmamış; buna mukabil evlâtlığın soyadına ve ana baba adına ilişkin esaslar tasarıda muhafaza edilmiştir.
Nüfus Kanununun 29. maddesine konulacak hükümler ise şöyledir.
«Nüfus Kanununun 29. maddesine aşağıdaki üç fıkra eklenmiştir:
Evlâtlığın miras ve başka haklarının zedelenmemesi ve aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın nakden geldiği aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca her iki nüfus kütüğüne evlâtlıkla ilgili resmî senedin tarih ve sayısı da kaydedilir.
Evlâtlık, ergin olduktan sonra kütük kaydının asıl ana baba adına göre düzeltilmesini isteyebilir.
Evlât edinmede ana baba adına ilişkin kayıtlar mahkeme kararı olmadıkça veya evlatlık istemedikçe hiçbir şekilde açıklanamaz».’:
«C. Sonuçları
Madde 243 - Evlatlık evlât edinenin mirasçısı olur; kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder.
Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer.
Bununla beraber, evlât edinmeden önce yapılmış olan bir resmî senetle çocukların mirasçılık hakkına ve ana ve babanın çocukların malları üzerindeki haklarına ilişkin kurallara uymayan anlaşma yapılması caizdir.
Evlatlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Ergin olan evlatlık dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Karı koca tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırım gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydında ana baba adı olarak, evlat edinen karı kocanın adları yazılır.»
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade: Terimler öteki maddelere ve Soyadı Kanunundaki terimlere ve Anayasa’ya uydurulmuş, ifade sade-leştirilmiştir.
2) Biçim değişikliği: Bu madde birbirinden ayrı üç kuralı kapsadığı için, üç ayrı fıkra haline konulmuştur.
3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:
«C. Sonuçları.
Madde 257 - Evlâtlık, evlâdedinenin soyadını alır ve mirasçısı olur; kendi ailesindeki mirasçılığı da kalkmaz.
Yasaya göre ana ve babaya ait olan hak ve ödevler evlâdedinene geçer.
Bununla birlikte, evlâdedinmeden önce yapılacak bir res-mî senetle, düzgün soydanlıklı çocukların mirasçılık hakkına ve ana ve babanın çocukların malları üzerindeki haklarına ilişkin kurallara uymayan anlaşma yapılması caizdir.»