BK. 486 uyarınca adi kefilin sorumluluğunun «akitten sonra borçlunun iflas etmiş» veya «borçlu hakkında yapılmış takiplerin alacaklının kusuru olmaksızın sonuçsuz kalmış» veya «borçluya karşı Türkiye’de imkansız hale gelmiş olması»na bağlı olduğu– (Not: TBK.'nun 585. maddesinde ise, eski kanunda sayılanların yanında 'borçluya konkordato mehli verilmiş olması' hali de eklenmiştir.)
BK. 87’ye (şimdi; TBK. mad. 103) göre davalı adına ödenen vergi ve harçlara ilişkin makbuzların davacının elinde bulunması halinde bunların bedellerinin davacı tarafından ödendiğinin varsayılacağı–
Garanti sözleşmesinde kefalette olduğu gibi limit gösterme zorunluluğu bulunmamakta ise de, belirsizliğin garantisi olamayacağından, sözleşme düzenlenirken garanti eden kişinin, garanti ettiği edimin ne olduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerektiği, aksi halde sorumluluğunun bulunmayacağı–
Kural olarak kefilin ölümünün, kefalet borcunu ortadan kaldırmayacağı ve bu borcun mirasçılarına geçeceği–
Kredi kartı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların, kredi kartını düzenleyen banka şubesinin bulunduğu yerde de açılabileceği–
Belli olmayan zamanlarda kira bedelinin kiralayana ödenmiş olmasının, sözleşmenin aksine, belli zamanda ödeme yapılması yolunda teamül oluştuğunu göstermeyeceği–
Banka kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, banka defter ve belgeleri üzerinde, kredi sözleşmesi hükümleri gözönünde bulundurularak uzman bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak alınacak rapor çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–