Taraflarca aksi düzenlenmemiş ise, iş bedeli, eser ya da işin teslimi zamanında ödenir. Parça parça teslim halinde ise, her parçanın bedeli, teslim zamanında ödenir. İş sahibinin, eserin tesliminde temerrüde düşen yüklenici ile aralarındaki sözleşmeyi feshederek yaptığı ödemeyi geri isteyebileceği-
Davalının akdi ilişkiyi kabul ettiği durumlarda, davacının ikametgâhında “itirazın iptali davası”nın açılabileceği-
Ciro silsilesindeki bozukluk nedeni ile davalının yetkili hamil olarak kabulü olanaksızdır. Hal böyle olunca davacı banka tarafından yetkili hamil olmayan davalıya ödenen bedelin sebepsiz iktisap hükümlerine göre geri istenebileceği-
Bir hukuki işlemin 4077 s. Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde kanunda tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olmasının gerekeceği- Kefil olunan kredi sözleşmesi tüketici kredisi olmadığından itirazın iptaline ilişkin uyuşmazlığa bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu-
Davalı banka şubesinde bulunan davacılara ait müşterek hesaptan, bir avukatın sahte veraset ilamı ve vekâletname ile para çektiği, Kural olarak bankanın, kendisine verilen mevduatı saklamak ve hak sahibine ödemekle yükümlü olduğu- Banka çalışanının vekâletnamedeki imza ile hesap kartındaki imzayı karşılaştırması halinde, imzanın farklı olduğunu tespit edebileceğinden, bu durumun, bankanın özen borcuna etkisi üzerinde durulup bir karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak alacağı ispat yükü davacıya aittir. Bu durumda mahkemece öncelikle dava dilekçesi ve bu bağlamda alacağın dayanağı olarak gösterilen cari hesap özetinin ilişkili olduğu satışlarla, tespit sırasında davalı şirket yetkilisinin beyanı dikkate alınarak, sözü edilen mallarla alacak arasındaki ilişkinin davacı yana açıklattırılması ve bu kapsamda bütün delillerin bir arada değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak “kapalı fatura”nın ödemeye karine teşkil edeceği ve dosyaya sunulan faturaların “kapalı fatura” olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Birden fazla davalının bulunduğu davada davalılardan biri hakkında verilen kararın kesinleştiği, bu durumda diğer davalının sebepsiz zenginleşmediği noktasında, ödeme savunmasını kanıtlayamamış olması karşısında ve birinci davalı hakkında kararın kesinleştiğinden, ikinci davalı yönünden de aynı miktar üzerinden davanın kabulü gerekeceği-
Davacının kullandığı kredinin teminatı olarak dava dışı kişi tarafından taşınmazın ipotek ettirildiği, bu ipotek nedeni ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, icra dosyasının borcun tahsil edilmesi nedeni ile işlemden kaldırıldığı, asıl borç sona erdiği için fer’ilerinin de son bulduğu, davacının faiz alacağı konusunda hakkını saklı tutmadığı gerekçesi ile mahkemenin davayı reddetmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kefil, borçlu ile birlikte müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tevdi ettirmeden evvel kefil aleyhine takibat icra edebileceğine göre mahkemenin davayı kabul etmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- NOT: Yeni TBK. 586/I uyarınca; borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması veya borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması halinde müteselsil kefile başvurabileceği-