Açılmamış mirasta, miras payının devri sözleşmesinde beklenen bir haktan vazgeçme söz konusu iken, mirasın reddinde somut, güncel bir haktan vazgeçme söz konusu olduğundan mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile miras payının devri sözleşmesinin iptaline uygulanamayacağı- Miras payının devri sözleşmesi iptalinin ancak sözleşme taraflarınca istenebileceği-
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Tapu kayıt maliki ile saptanan mirasçılar arasında ırsen bir ilişki mevcut olmadığından, mahkemece tapulama tutanağı ve eklerindeki açıklamalar gözönüne alınarak tapulama tutanağına revizyon gören kayıtların, ayrıca ilgili nüfus kayıtları da getirtilerek tapu kayıt malikinin kim olduğunun duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesiyle gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, davalı borçluya intikal edecek miras payını haczettirmiş ve taşınmazın ortaklığın giderilmesi suretiyle satışı için yetki almış olup; bu durumda mirasçının açılmış terekedeki haklarını gereği gibi koruyamaması, yahut diğer mirasçılarla anlaşıp alacaklıyı zararlandırma yoluna gitmesi imkan dahilinde olduğundan mirasçının ve dolaylı olarak alacaklının hak ve menfaatlerinin korunması bakımından davalı mirasçıya kayyım atanmasının gerekeceği-
Borçlu ortağın murisi adına kayıtlı kat irtifaklı üç adet bağımsız bölüm ortaklığının giderilmesinin istendiği davada, kat irtifakı kurulu taşınmazda her bir bağımsız bölümün paydaşlar arasında ayrı ayrı taksiminin mümkün olup olmadığının araştırılması, aynen taksimin mümkün olmaması halinde satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekeceği- Davaya kayyım huzurunda devam edilip karara bağlanmış ise de, malikin kim olduğunun veya oturduğu yerin tesbit edilemediği hallerde taraf teşkili bakımından 3561 sayılı Mal Memurları'nın Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümlerine göre kayyım tayin edilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek 3. bir kişinin kayyım atanarak davanın sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Alacaklı İİK.nun 121. Maddesine göre, ceza mahkemesinden alacağı yetki belgesine dayanarak, borçlu ortağın, borcundan dolayı ortaklığının giderilmesi davası açabileceği-
Kayyum atanması davasında, taşınmazlar verasette iştirak halinde kayıtlı iken, davanın devamı sırasında mirasçılar dışında üçüncü kişiler adına hükmen tescil edildiğinde, davanın konusuzluktan reddi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine tabi malda payı bulunan borçludan alacaklı olan kişi İcra Mahkemesinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun da içinde bulunacağı tüm elbirliği ortaklarına karşı dava açıp bu davayı sonuçlandıracağına, buradaki dava açma hakkının hakime veya başka bir kişiye tanınmadığına, yalnızca mirasçıya ya da icra mahkemesinden İcra iflas Yasası'nın hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi davasını açma yetkisini alan alacaklıya tanındığına göre, yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmayacağı-
Elbirliği mülkiyetine konu taşınmaz mal hakkında, mirasçılardan birisinin, alacağının tahsiline yönelik olarak icra hakimliğinden -İİK 121'e göre- alacağı yetki belgesine dayanarak da "ortaklığın giderilmesi davası" açabileceği (bu davanın mutlaka sulh hakiminin atadığı) kayyım tarafından açılmasının zorunlu olmadığı)–