Kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptaline ilişkin somut uyuşmazlıkta; HMK'nun 383 üncü maddesinde çekişmesiz yargı işleriyle ilgili olarak “aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece” sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağı öngörüldüğü- TTK'nun 563 vd. maddelerinde düzenlenen kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davaların gerek 1086 s. Kanun'un yürürlükte kaldığı süreçteki yargısal uygulama ve gerekse de 6100 sayılı HMK'nun 383/2-e/6 maddesi uyarınca ticaret hukukuna dahil çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu, ticaret hukukunda yer alan çekişmesiz yargı işleri bakımından asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemesinin görevli kabul edilmesi gerektiği-
Davalı bankanın, yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı- Lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle birbirini takip eden geçerli ciro zinciri olmadığı için davalı bankanın "yetkili hamil" olduğunu, yani "kendisine çek üzerinde bulunan hakkın geçtiğini" ispat edemediğinden, ispat yükünün davacı keşidecide olduğunun düşünülemeyeceği- Davalı bankanın, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle çeklerdeki hakkın geçerli ve birbirine bağlı ciro zinciri ile hak sahibi olduğunu ispat edemediğinden ve keşideciye başvuru hakkı bulunmadığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- "Dava konusu çeklerde davacı keşideci olup, davalının çeklere ciro yoluyla hamil olduğu, davacı keşidecinin kendi imzasını inkâr etmediği, ciro metnine göre ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, lehdarın imzası sahte olsa bile imzaların istiklâli ilkesi karşısında bu durumun davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağı, ancak çeklerin lehdarı olan şirket tarafından açılan çek iptali davası sonucunda uyuşmazlığa konu çeklerin iptaline karar verilmesi üzerine davacı keşideci tarafından çeklerin lehtarına iyiniyetli olarak ödeme yapıldığı, yapılan iyi niyetli ödeme nedeniyle davacı keşidecinin borçtan kurtulacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Önleyici tedbir niteliğinde olan ödeme yasağı kararı, iptal davasının ilk aşamasını teşkil ettiği, ancak iptal davası ve ödemeden men kararı verilmesinin kıymetli evrak niteliğindeki çekler için mümkün olduğu- TTK m. 818/1-s atfı ile TTK m. 757-763 ile 764/1 gereğince ve TTK m. 661 vd. uyarınca; bir çekin iptalini çek üzerindeki hak sahibi lehtar veya senedin devri halinde yetkili hamilinin isteyebileceği- Keşidecisinin çek iptal davası açmaya hakkının olmadığı- Keşideci duruma göre menfi tespit davası veya senedin iadesi (istirdat) davası açabileceği- TTK m. 651/2 uyarınca, davacının imza inkarı ile keşideci sıfatıyla dava açtığı anlaşılmakla; işbu durumun yasaya uygun olmadığı, saptanan hukuksal durum karşısında davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle "sıfat" yokluğundan reddine karar vermek gerektiği-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
Çek iptali istemine ilişkin davada, davacının yetkili hamil olup olmadığının belirlenmesi gerekiği-
Zayi olduğu iddia edilen çeklerin iptaline-
Çek ibraz edildikten sonra kaybedildiyse de zayi iptal davasının açılabileceği-
Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptali istemine ilişkin davada davacı-hamilin mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunmasının yeterli sayılacağı- Dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabileceği, kendilerine karşı istirdat davası açılabileceği ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptalinin talep edilebileceği- Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanmasının, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getireceği-
Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptali istemine ilişkin davada davacı-hamilin mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunmasının yeterli sayılacağı- Dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabileceği, kendilerine karşı istirdat davası açılabileceği ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptalinin talep edilebileceği- Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanmasının, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getireceği-
Çek yapraklarının zorunlu unsurları taşımaması halinde, çek iptali davasına konu edilemeyeceği- Çek iptali davası açma hakkının yetkili hamile ait olduğu- Davacıların, muhatabı çekleri ödemekten men edebilecekleri gibi murisin elinden rızası hilafına çıkan çekin bedellerinin kendilerinden talep edilmesi durumunda menfi tespit davası açma haklarının bulunması karşısında, çek iptaline ilişkin dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor