Dava konusu icra takibinin dayanağı olan senette yasal unsurlar mevcut olduğundan bono (kambiyo senedi) vasfında olduğu, davacı senedin hamili, davalı ise lehtar-ciranta olup ödememe protestosu çekilmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda hamilin cirantaya karşı talep hakkının düştüğü, davacının, davalıya ödünç para verdiğini iddia ederek temel ilişkiye dayanmış ise de bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, zira dava konusu senet tüm zorunlu yasal unsurları tamam olan kambiyo senedi niteliğinde olup yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı, davalının açık muvafakati olmadıkça senede karşı ileri sürülen iddiaların tanıkla kanıtlanmasının usule aykırı olduğu-
Borçlunun imzaya itirazı ile birlikte, imzaya itiraz ile çelişme halinde olmayan itiraz sebeplerini de bildirebileceği-Bonodan dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremediği- Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarının dinlenemeyeceği gibi, borçlunun, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını, senedi ciro yoluyla devralan takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu da nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken imza incelemesi yaptırılarak istemin kabulü yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği-
İİK’nun 72. maddesi hükmü gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasının hamil davalı yönünden kabul edilebilmesi için, TTK’nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolarda da uygulama yeri olan TTK’nun 599. maddesi gereğince takip alacaklısı hamilin bu bonoyu diğer davalıdan ciro yolu ile iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin iddia ve ispat edilmiş olması gerekeceği- Takip alacaklısı yalnızca menfi tespit davasındaki davacı hakkında icra işlemleri yapmış ve diğer borçluya da ödeme emrinin tebliği dışında icra işlemi yapmamışsa hamil davalının kötüniyetli olmayacağı-
Borçlu, "çeklerin elinden rızası dışında çıktığını, kendisinden sonra ciro silsilesinde yer alan cirantalar ile aralarında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını ve dolayısıyla hamile borcunun bulunmadığını" iddia etmiş ise de, bu def'ileri hamile karşı ileri süremeyeceği gibi, hamilin, çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini de kanıtlayamamış olduğundan, mahkemece, takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda TTK.nun 599.maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi muvazaa iddiasının da dar yetkili İcra Mahkemesi'nce dinlenemeyeceği ancak genel mahkemede yapılarak bir yargılamada her türlü delille ileri sürülebileceği-
Mahkemece, davalılarca yapılan savunmada temel ilişkiye dayanılmakla birlikte hisse devri ve taşınmaz satışına ilişkin savunmaların usulüne uygun şekilde kanıtlanamadığı, bononun ticari defterlere dahi kaydedilmediği, bu denli yüksek miktarlı bir bononun protesto edilmeyerek müracaat hakkının düştüğü, lehtar hakkında icra takibi yapılmadığı, davalının bu miktardaki bonoyu kimden aldığını ve ne sattığını belgeleyememesinin TTK'nın 599. ve TMK'nın 3. maddesindeki iyiniyet kurallarına uygun olmadığı belirtilerek verilen menfi tespit davasının kabulü kararının, "bononun şirket yetkilisinin kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı muamelede bulunması nedeniyle geçersiz olduğu" kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olduğundan isabetli olduğu-
Çekin bankaya ibrazından sonra, ciro edilmeksizin başkasına devrinin mümkün olmadığı; ibraz işleminden sonra, alacaklının çeke dayanarak takipte bulunabilmesi için, alacaklı adına alacağın temliki sonucunu doğuracak bir cironun yapılmış olması gerektiği-
Cironun vadeden önce yapılmış olduğunun kabul edilmesi halinde, lehtara karşı ileri sürülebilecek def’ilerin, alacaklı ‘iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği-Takip alacaklısının (hamilin) kötüniyetli olduğu (senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği) iddia ve takip hukuku açısından geçerli bir (yazılı) belge ile kanıtlanmadıkça, keşidecinin lehtara ve diğer ilgililere karşı kişisel defileri vadeden önceki temlik cirosu ile senedi alan takip alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği-
Senet lehdarından senetleri ciro yolu ile devralan davalı hâmilin iyiniyetli olmadığının yani senetlerin karşılıksız olduğunu bile bile, borçluyu zarara sokmak için senetleri devraldığının –lehdara karşı senetleri karşılıksız olduğu kesin delillerle isbat edildikten sonra– borçlu tarafından her türlü kanıtla –örneğin; tanıkla– kanıtlanabileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor