Kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı menfi tespit işlemine ilişkin dava lehtar hakkında kabul edildiğinden ve bu şekilde davacının davalıya borcu olmadığı tespit edildiğinden, TTK. mad. 687 uyarınca; davacı borçlunun, hamil olan davalılara karşı kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğunu tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği, davacı tanık listesi vermiş olmasına rağmen mahkemece davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
TTK. mad. 687'de "Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" hükmüne yer verildiği-
Davalı dava konusu senede ciro yoluyla hamil olup, bedelsizlik iddiasının ileri sürülebilmesi için hamilin senedi kötüniyetli olarak bile bile iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekip, davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının aleyhine açılan davanın reddi gerektiği-
Alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen tedbir kararının alacaklıyı bağlamayacağı, ayrıca senedin hangi tarihte ciro edildiği de belli olmadığından, bu sebeple takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü kararının iptali isteminin kabulü gerekeceği-
TTK'nun 687. maddesi hükmü gereği keşideci borçlunun, lehtara karşı ileri sürebileceği def'ileri (senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile 4077 sayılı Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanun'un 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını) takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu nazara alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekte keşidecinin muteriz borçlu lehtarın ise dava dışı şirket olduğu, çekin takip alacaklısı bankaya ciro yoluyla devredildiği, muteriz borçlu tarafından takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği anlaşıldığından, TTK'nun 687. maddesi hükmü gereği keşideci borçlunun, lehtar ile çekin ciro yolu ile iktisap eden alacaklı arasındaki def'ileri (çekin genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu iddiasını) takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu nazara alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı keşideci, senedin lehtara teminat amacıyla verildiğini ve karşılıksız kaldığını iddia etmiş, davalı lehtar da duruşmadaki beyanında "senedin teminat senedi olduğunu ve teminat teşkil eden borcun tamamen ödenmiş olmasına rağmen iade edilmediğini" ikrar etmiş olup, davalının bu ikrarı karşısında dava konusu senedin karşılıksız kaldığının ve dolayısıyla davalı lehtar aleyhindeki menfi tespit davasının kabulü gerektiği- Davacı keşideci ile davalı lehtar arasındaki hukuki ilişkiye dayalı şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için, hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatlanması gerektiği ( TTK. mad. 818/1-e, 687/1)
Taraflar arasındaki protokole göre çeklerin bedelsiz olduğu, menfi tespit davasında davalı olarak yer alan şirketin aktiflerini devralan şirketin İİK. mad. 280/4 ve TTK.mad. 687/1 gereği davacı borçlunun bilerek zararına hareket ettiği gerekçesiyle, dava konusu çeklerden dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti gerektiği-
6361 S. Kanun' un 9/3. maddesindeki hükmün, faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiğinin madde gerekçesinden anlaşıldığı- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu' nun 687/2 maddesinde "Alacağın temliki hükümleri saklıdır." hükmünün yer aldığı- 6361 Sayılı Kanun' un 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından, gerek 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 687/2. maddesi, gerekse 6361 Sayılı Kanun' un 9/2. maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı, aynı kanunun 9/3 maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği- Somut olayın değerlendirilmesinde; davada taraflar faktoring ilişkisi içinde bulunmakla, 9/3. maddesinin olayda uygulanma yeri olmadığı-
