Borçlunun üçüncü kişi nezdinde ilerde doğması muhtemel alacaklarının haczi, İİK. m.78 uyarınca gönderilecek olan haciz müzekkeresi ile mümkün ise de, finansal kiralama ilişkilerinde kiralayan sıfatı bulunan kişiye haciz müzekkeresi gönderilemeyeceği-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının, kendi adresinde haciz tehdidi altında, ihtirazî kayıtla ödeme yapması halinde, davacının ödenen paranın iadesi için açtığı davanın "sebepsiz zenginleşmeye" dayalı olduğunun kabulü gerektiği- Davacının istemi, "kendisinden haksız şekilde tahsil edilerek davalı alacaklının mal varlığına giren paranın iadesi" olduğuna göre, muhatabın da davalı alacaklı olduğu- Davacının, borcu ödeme kabiliyetinin olup olmadığı belirsiz takip borçlusuna dava açmaya zorlanamayacağı- "Davacının icra dosyasına parayı yatırmasıyla zenginleşenin dava dışı asıl borçlu olduğu, davalı alacaklının zaten varolan alacağını aldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasının davalısı olamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Ankara İcra Müdürlüğü'nce İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'ne yazılan haciz talimatı ile, borçlunun "anonim şirket hisselerinin" kıymet takdirinin yapılmasının istendiği ve bu talimat uyarınca konulan haczin "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşıldığından, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisinin, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu (Ankara) İcra Mahkemesi'ne ait olduğu ve anılan yetkinin kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu-
Davacı Kurum emeklisinin, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığı sırada banka nezdinde aldığı emekli maaşından takas ve virman suretiyle tahsilat yapılmasına muvafakat ettiği, kredi taksitlerini bir süre sorunsuz ödediği ancak davacının daha sonra ödeme güçlüğüne düşmesi nedeniyle kredi taksitlerini ödeyemediği- Bankanın sözleşmedeki bu düzenlemeden hareketle emekli maaşının dörtte birine bloke koyarak kredi borcuna mahsup ettiği- Ne var ki İİK’nın 83/a maddesi gereğince haczedilemezlikten önceden feragatin geçersiz olup henüz hakkında herhangi bir icra takibi başlatılıp maaşından haciz suretiyle borcun ödenmesine izin verildiği yönünde davacının iradesinin açıkça ortaya konulduğundan bahsedilemeyeceğinden kredinin alınması sırasında takas ve mahsup yönünde verilen muvafakatin de geçerli sayılamayacağı-
İcra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği- O halde, mahkemece, şikayetin yazılı gerekçe ile kabulü ile icra müdürlüğünün konuya ilişkin kararının iptaline karar verilmesi gerektiği-
İİK. 281/II uyarınca açılan tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz kararının, taşınmazın tapu kaydı üzerine işleneceği, bunun dışında İİK.'nun 92. maddesinin de uygulanarak, taşınmazda bulunan kiracıya 'kira paralarını icra dosyasına yatırmasına' dair haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği-
Tasarrufun iptali davasında İİK. m. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının tapu kaydına işlenmesinden ve dava sırasında taşınmazın dördüncü kişiye satılmasından sonra, borçlu vekilinin talebi ile icra dairesince İİK m. 106 ve 110 gereğince haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu aşamada, taşınmaz, dördüncü kişiye ait olduğundan, bu taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilmesinin mümkün olmadığı, dördüncü kişi, tasarrufun iptali davasına dahil edilip hakkında bir hüküm kurulmadığından, taşınmaz üzerine haciz konulması şartlarının gerçekleşmediği- "Tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbir niteliğinde olan İİK. m. 281/2. uyarınca ihtiyati haciz kararı konulduğu, ihtiyati haciz kararının verildiği aşamada kesin haciz isteme hakkı doğmadığından, İİK. m. 106 ve 110. maddelerinin uygulanma yerinin bulunmadığı, icra müdürünün 'ihtiyati haczin kaldırılmasına' ilişkin kararının yok hükmünde olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin mahkemece kaldırılmadıkça dava sonuna kadar geçerliliğini koruyacağı, ihtiyati haciz baştan itibaren geçerli olduğu, sonraki şerhin bu durumun teyidi olduğu, ihtiyati haciz borçlunun satın alınmasından sonra değil öncesinde var olduğundan kaldırılması talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
"Haczolunacak mallar başka yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar." hükmüne aykırılık teşkil etmekte ise de; 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesinde belirtilen görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için, görevin gereklerine aykırı davranış yanında objektif cezalandırma şartı olan ''kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması" ya da "kişilere haksız bir menfaat sağlanması" şartlarından birinin de bulunması gerektiği ancak somut olayda son hacizden önce 04.08.2014 tarihli haciz tutanağında zaten mahallinde bulunmadığı belirtilen taş kırma makinesinin bulunmadığının belirlendiği, aynı tarihli haciz tutanağında katılanın alacağına yeter miktarda borçluya ait ... plakalı aracın haczedildiği gibi 15.10.2015 tarihli haciz tutanağında da daha önce haczedilen iki adet iş makinesinin halen yerinde olduğu ve değerinin 50.000 TL olduğunun anlaşılması karşısında belirtilen koşullardan hiçbirinin gerçekleşmediği gibi sanığın suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair yeterli delil de bulunmadığı-
İlk derece mahkemesince, yetkisizlik kararı ile birlikte yasal süre içerisinde müracaat halinde, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olarak yetkisizlik kararı verilmesine rağmen, haciz işlemi yapan İstanbul Anadolu...... İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinin İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gözden kaçırılarak, karar kesinleştiğinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise ret kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkemelerine başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, takip miktarı veya mahcuzun miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak ve tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan talebin şikayet başvurusu olduğu değerlendirilerek yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı- Hacizle ilgili şikayetlerin, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenmesi gerektiği-