Sanığa haciz sırasında evine gidildiğinde, taahhütte bulunduğu için süre verildiği, tekrar gidildiğinde ise kapnın açılmadığı ve içeriden “silah var vururum” şeklinde sözler söylendiğini tanık beyanları ile anlaşıldığından, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiği- Sanığın, TCK'nın 6/1-d maddesi kapsamında yargı görevlisi sayılan avukat müştekiye yönelik eyleminin, TCK'nın 265/2. maddesindeki, yargı görevi yapana yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu-
Avukatın haciz mahalinden ayrılarak, arabaya yönelmesiyle haciz mahalindeki görevinin sona ermediği, sanığın arabaya yönelen katılana karşı gerçekleştirdiği kasten yaralama eyleminin, yapılan haciz işlemini engellemeye yönelik olduğunun kabulü gerektiği- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde, sanığın haciz sırasında yargı görevini yapan avukata direnmesi eylemi nedeniyle TCK'nın 265/2. maddesi uyarınca cezasında artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı- Sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde infaz evresinde re'sen uygulanması mümkün görüldüğü-
Mağdur icra müdürü ve avukatın haciz işlemi yapmak üzere gittikleri evde haciz işleminin henüz bitmediği sırada bitmemiş takibin gereklerini yapma görevi olan müştekiye bu görevini yapmasını engellemek amacıyla tehdit içeren beyanlarda bulunan sanığın üzerine atılı eylemin görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarını oluşturduğu-
Sanığın takip yapan avukata yaptığı iddia edilen gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, sanık hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığı-
Avukat olan katılanın alacaklı vekili olarak icra memuru ile beraber hacze katıldığı, sanığın haciz işlemlerinin tamamlandığı sırada olay yerine gelerek “buradan eşya götüremezsiniz” deyip katılanın üzerine yürüdüğü, “seni burdan aşağı atarım, seni öldüreceğim” şeklinde sözler söylediği, ancak polis memurlarının müdahalesi ile olay mahallinden uzaklaştıklarının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin katılan avukatın müvekkili adına haciz işlemlerini gerçekleştirmesi şeklindeki görevini yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu-
Mağdur icra müdürü ve katılan alacaklı vekili avukatın, borçlu sanık ...'in borcu nedeniyle, borçlunun birlikte oturduğu babası olan temyiz dışı sanık ...'ın evine hacze geldikleri, sanık ...'ın, oğlunun borcundan dolayı kendisinin sorumlu olmadığını söyleyerek haciz heyetini eve almak istememesi ve haczedilmek istenen bahçedeki römo-rkun da kendisine ait olduğunu belirterek icra müdürü ve avukatın üzerine yürümek suretiyle defolun buradan demesi biçimindeki eyleminde, haciz tutanağı içeriğinden ve katılan, mağdur ile tanık beyanlarından, kamu görevlisine görevini yaptırmamak için gerçekleştirilen cebir veya tehdit eyleminde bulunulduğunun anlaşılamaması karşısında, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşmadığı
Sanık hakkında yürütülen icra takibi nedeniyle haciz işlemine başlanılıp, aracının trafik kaydına haciz konmak istenmesi üzerine tüfekle avukatı tehdit etmesi eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu-Anayasa Mahkemesi ’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile TCK. mad. 53 'ün (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği-
Avukat olan mağdur ile tanıkların olay tarihinde sanığın ikametine haciz işlemi için gittiklerinde sanığın mağdura sin kaflı küfür ettiği kabul edilen durumda, suçun işlendiği yerin sanığın ikamet adresi olarak beyan edilmesi karşısında; hakaret eyleminin ikametin neresinde gerçekleştiğinin ve bu yerin aleni sayılıp sayılmayacağı hususunun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra, aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğunun açıklanıp tartışılması gerektiği-
Sanığın, kardeşinin evine haciz konulması üzerine haciz işlemlerini başlatan yetkili avukatı telefonla arayarak haczin yapılmaması için tehdit sözleri söylediği durumun, görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu- Sanığın, telefonda katılana, "senin büron nerede lan" şeklindeki hitap ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, kaba söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı-
Sanıkların, mağdur avukatı haciz işlemi sırasında darp etmek biçimindeki eylemlerinin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu halde yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-