TBK.nun 139.maddesi hükmü uyarınca iki kişi karşılıklı olarak birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise, her biri alacağını borcuyla takas edebileceği-Yargılama sonucunda mahkemece verilecek hüküm 6100 sayılı HMK’nun 359.maddesine uygun olmak zorunda olduğundan, hükmün dava dilekçesindeki talep sonucunun her birini kapsaması, her bir talep hakkında sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm verilmesi gerekeceği-
Takip tarihleri ve karşılık davanın açıldığı tarih itibariyle kiracı şirketin sözleşmenin 10. maddesi gereğince muaccel hale gelen alacaklarının takip konusu edilen kira borçlarından takas ve mahsup edilerek sonucuna göre davalar hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Takasın ileri sürülebilmesi için takas beyanında bulunan kişinin alacağının muaccel olması, diğer tarafın alacağının ise ifa edilebilir olmasının yeterli olduğu- Takipten önce davalı yanca keşide edilen 17/01/2012 tarihli ihtarname ile alacaklı temerrüde düşürülmüş olup, davacı yanca dava konusu faturaların tahsilini içeren 28/02/2012 tarihli ihtarnameye, davalı yanca verilen 13/03/2012 tarihli cevabi ihtarnamede takas mahsup hakkı kullanılmış olup, süresi içerisinde verilen icra takibine itiraz dilekçesinde ve iş bu dosyadaki cevap dilekçesinde aynı hakkın kullanıldığı ifade edilmiş olup, mahkemece ceza-i şarta ilişkin Ticaret Mahkemesi'nin dosyasının celp edilip, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki kira ilişkisi halen devam ettiği, davalının taşınmaza yapmış olduğu imalat ve dekorasyon bedellerini kiralananı tahliye ettiğinde ve tahliye sonrasında kiraya veren tarafından kaldırılması istenmeyip benimsenmesi durumunda talep edebileceği- Bu durumda davalının takas / mahsup talebine konu ettiği harcama kalemlerinin muaccel hale geldiğinden söz edilemeyeceği
Taraflar arasındaki alacak davası-
Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya yöneltilen borç ikrarının, zamanaşımı definden zımni (örtülü) feragat anlamına geldiğinin, öğretideki baskın görüşlerle ve yargı inançlarıyla da doğrulanmakta olduğu; dahası, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun da bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı defini ileri sürmesi çelişkili davranış yasağını oluşturduğu ve MK. md. 2. ye aykırı olup, hukuken korunamayacağı-
Eldeki davaya konu davacının kira kaybı giderimi talebiyle ilgili usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine yol açacak bir olgunun varlığı söz konusu olmamakla, mahkemece yapılması gereken işin, öncelikle binaya ilişkin genel ve ferdi iskan ruhsatını, ilgili merciinden getirtmek olmasının gerekeceği, ardından bozma ilamında da açıkça işaret olunduğu üzere konusunda uzman iki inşaat mühendisi ile hukuki yorum ve nitelendirmede yardımcı olmak üzere bir hukukçu bilirkişi tayin edilerek oluşturulacak bu bilirkişi kurulu ile yerinde uygulamalı keşif yapılarak sözleşme içeriği, iskan izin durumu ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilerek "kira kaybı giderimi" saptanmasının, uygun sonuç çerçevesinde hükme varılmasının gerekeceği-
Takip hukuku bakımından takas-mahsup iddiasının, kural olarak üç halde nazara alınabileceği, bu hallerden "alacağın ilama bağlanmış olması" durumu için ilamın kesinleşmesi şart değilse de, Yargıtay bozması ile ortadan kalkan ilanın takas-mahsup iddiasına dayanak olamayacağı-