Mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve bu sürenin boşanma kararının kesinleştiği tarihte başlayacağı-
Edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanmayla sona ermesi durumunda, on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı- Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağından, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamayacağı, başlamışsa da duracağı-
8. HD. 02.03.2016 T. E: 2014/20360, K: 3713-
Taraflar arasındaki alacak davasında, davalı, davacının kayınpederi olduğu için taraflar arasında Aile Hukuku kapsamında bir ilişki mevcut olmayıp, düzenlenen çeyiz senedi TBK kapsamında sözleşme olduğundan, davaya genel mahkemede bakılması gerektiği-
Mahkemece; davacının yoksulluk nafakası talebinin, TMK 178. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu, ancak davalının zamanaşımı def'ini süresinde ileri sürmediği gözönünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, ardından tüm taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bir hak kullanılabilir duruma gelmeden zamanaşımı işletilemeyeceğinden, mal rejiminin tasfiyesi davalarındaki on yıllık zamanaşımı süresinin boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten değil, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihten başlayacağı-
Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımının işlemeye başlamayacağı ve başlamışsa da duracağı- Boşanma kararının kesinleştiği tarihte başlayan on yıllık zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarih itibarıyla henüz dolmadığından; dava ile ilgili usuli işlemlerin yürütülmesi ile toplanacak taraf delillerine göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
Ölüm sebebiyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacakğının isteğine ilişkin zamanaşımı - 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesinin öngörülmemiş olduğu, bu gibi durumlarda TMK’nun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanması gerekeceği, çünkü; TBK'nun 646. maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiş olduğu, buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanması gerekeceği - TBK'nun 149/1. maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı, aynı kanunun 153/3.maddesine göre de, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamayacağı, başlamışsa da duracağı-Davalılardan( S.) nin, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş, bir cevap da vermemiş olduğu, her ne kadar diğer davalı (N.) tarafından zamanaşımı def'inde bulunulduğundan, bu def'iden diğer davalı S.'ın da yararlanması gerektiği düşünülebilir ise de bu durumun davacının üçüncü kişi olması ve terekeye karşı dava açması halinde geçerli olacağı, eldeki davanın "ölüm sebebiyle mal rejiminin sona ermesinden kaynaklanan alacak isteği " olduğundan, bu davada davacı ve davalıların muris D.'nin mirasçıları olup davanın mirasçılar arasında görüldüğü gözetildiğinde. davalı N.'nın zamanaşımı def'inden diğer davalı S. nin yararlanamayacağı, davalı S. tarafından da zamanaşımı def'inde bulunulmadığından, kabule karar verilmesi halinde hükmedilecek alacağın terekenin borcu olması sebebiyle davacının miras payı yanında diğer davalı N.'ın miras payının da düşülerek davalı S.'ın miras payı oranında alacağa hükmedilmesi gerekeceği-
Ziynetlerin iadesi talebi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkı niteliğinde olmayıp, adi istihkak niteliğinde olduğundan ve mülkiyet hakkına dayandığından Türk Medeni Kanununun 178. maddesindeki zamanaşımına tabi olmadığı-
Davacının boşanma nedeniyle evliliğin sona ermesine dayanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada, zamanaşımı süresinin tanıma veya tenfiz hakkındaki kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren başlayacağı-