Nafaka yükümlülüğü bakımından annenin, davalı baba ile aynı sırada yer alacağı, hâkimin, nafaka yükümlüsünün bir veya birden çok olması halinde, bunlardan hangisinden nafaka istenebileceğini saptayacağı veya birkaç nafaka yükümlüsünün her birinin yükümlü olduğu nafaka miktarını hakkaniyete göre belirleyeceği gibi, nafakanın miktarını durum ve koşullara göre hakkaniyet ölçüsünde kaldırabileceği veya azaltabileceği-
Davacının üniversiteye hazırlanmak istemesinin parasal destek gerektireceği, o halde, hiç bir mal varlığı ve geliri bulunmayan davacıya davalının yardım etmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu gibi ahlaki bir görevin yerine getirilmesi olarak da telakki edilebileceği ve mahkemece; az da olsa hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Üniversitede öğrenci olan ve gelirinin bulunmadığı tespit edilen davacının talebinin, MK. nun 365/II maddesi gereğince, geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun yardım nafakası istemi olduğu halde, dava dilekçesinde sehven yoksulluk nafakası olarak yazılmasının sonuca etkili olmayacağı- Dava tarihinde davacı anne tarafından TMK’nun 336/2 maddesi gereğince velayet hakkına dayanılarak açılan davada, yargılama sırasında reşit olan ve üniversitede öğrenci olan davacı tarafından asaleten yardım nafakası talebinde bulunulması ve daha sonra avukat ile davayı takip etmesi nedeniyle, reşit olduğu tarihten sonrası için de yardım nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
İşsiz olduğunu, geliri olmadığını ve üniversite eğitimine devam ettiğini belirterek nafakanın artırılması yönünde talepte bulunan davacının bu istemi MK’nun 364. maddesi kapsamında yardım nafakası olup, mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın iştirak nafakasının artırılması olarak nitelendirilip reddedilmesinin isabetli olmayacağı-
Mahkemece, üniversite öğrenciliği devam eden davacının, dava tarihinde cezaevinde olmasından dolayı, yardım nafakası talebinin reddinin isabetli olmayacağı-
Nafaka borçlusunun, nafaka dışında çocuğa bir takım giderler yapmış olması kendisini nafaka sorumluluğundan kurtarmayacağı gibi, bu durumun hâkimin tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve çocuğun yoksulluk durumu ve ihtiyaçlarına göre yardım nafakası takdir etmesine engel olmayacağı, kaldı ki nafaka yükümlüsünün ihtiyarıyla ödemekte olduğu giderleri yapmaktan vazgeçmesi halinde, karşı tarafın elinde zorlayıcı bir unsurun bulunması gerekli olduğundan mahkeme tarafından nafaka takdirinin yapılması gerekeceği-
Kaldırılması istenen nafaka, TMK 328/2 ve 364. maddesinde belirtilen yardım nafakası olmasına rağmen, davaya konu önceki kesinleşen ilamda nafakanın niteliğinin iştirak nafakası olarak belirtilmesi ve eldeki davanın dava dilekçesinde iştirak nafakasının kaldırılması niteliğinde talepte bulunulmasının nafakanın niteliğini değiştirmeyeceği-
Her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, davanın açıldığı tarihte davacının üniversite öğretimine devam etmesine karşın, yargılama sırasında eğitimini tamamlamış olmasının davanın reddini gerektirmeyeceği, o halde; bu aşamada, babasının yardımına muhtaç bulunan davacı için; davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-