Davalı vekiline yapılan karar tebliğinin parçasında muhatabın yetkili sekreterine tebliğ edildiği, ancak; davalının adreste bulunmama sebebinin yazılmadığı anlaşıldığından usulüne uygun bir tebligattan söz edilemeyeceği-
Davacının geçimi için gerekli, nafaka yükümlüsü davalı babanın geliri ile orantılı, dava dışı annenin yapacağı katkı da dikkate alınmak suretiyle tarafların gerçekleşen mali ve sosyal durumlarına uygun olacak şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir yardım nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Tarafların ekonomik sosyal durumları ayrıntılı olarak araştırılarak, davacının giderleri ile nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, dava dışı annenin de davacının masraflarına katlanma yükümlülüğü ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir yardım nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacının ağız-diş-çene hastalıkları doktora programı öğrencisi oluşu, davalının emekli öğretmen olması, yeniden evlenmesi, diğer çocuğuna nafaka ödemesi, aylık ev kirası gideri olması, mirasçılıkta da aynı sırada yeralan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü nazara alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarının fazla olduğu-
Mahkemece; davacı annenin yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşeceği dikkate alınıp, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir yardım nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Mahkemece; "davanın kısmi kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturularak, açıkça işe girdiği tarihe kadar yardım nafakası istediğini beyan eden davacının talebinin aşılarak, HMK. 26. Maddesine aykırı hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Şayet çocuk reşit olduğu halde eğitimine devam ediyorsa eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın bakım borcunun devam edeceği, bu durumda çocuğun ana ve babaya karşı yardım nafakası davası açabileceği-
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılmasının gerekeceği, yoksulluğa düşme teriminin açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade etttiği, hükmedilecek yardım nafakasının miktarının yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemesinin gerekeceği, yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanmasının ve bir zenginleşme aracı olarak kullanılmasının söz konusu olmadığı-