Temyize konu dava üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin olup derdestlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, mahkemece derdest olarak kabul edilen dosyada talebin şikayet olarak açılması ve mahkemece şikayetin reddine dair karar verilmesi, 3. kişinin dava, istinaf ve temyiz dilekçelerindeki beyanları dikkate alındığında şikayet talepli olarak açılan dava dosyasının sonucu eldeki istihkak davasına doğrudan etki edeceği için mahkemece, şikayet istemli açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi istenen taşınmazın daha önce, .............. tarihinde yapılan birinci açık artırmada .... Madencilik AŞ.'ne ihale edildiğinin, ihale alıcısının ihale bedelini süresinde yatırmadığı gibi ihale alıcısından sonra en yüksek pey süren ....... İnşaat … Ltd. Şti.''nin taşınmaza talipli olmadığını beyan ettiğinin, icra müdürlüğünün .............. tarihli kararı ile, İİK'nun 133. maddesi gereğince, ............ Madencilik AŞ. üzerine yapılan ihalenin kaldırılması ile tamamlayıcı ihale yapılmasına karar verildiğinin ve taşınmazın icra müdürlüğünce tayin edilen açık artırma günü olan ............. tarihinde alacaklıya alacağa mahsuben ihale edildiğinin görüldüğü, .............. tarihinde yapılan ihaleye karşı, şikayetçi ..... Petrol Ürünleri tarafından, ........... tarihinde ........... İcra Hukuk Mahkemesi’nin dosyasında ihalenin feshi isteminde bulunulduğu, ihalenin feshi davasının istinaf incelemesi için ............. Bölge Adliye Mahkemesinin .......... Hukuk Dairesinin ........... Esas sayılı dosyasına gönderildiğinin anlaşıldığı, bu durumda İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalenin feshine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi halinde, davacı iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu tutulamayacağından ............. tarihli ihalenin feshine dair şikayetin sonucunun bekletici mesele yapılması ve şikayete ilişkin verilecek karara göre hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK. m.96 vd. dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada, hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine borçlu hakkındaki haczin geçerliliği ortadan kalkacağı için bu dava konusuz kalacağından ve bu durum istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece sonucun bekletici mesele yapılmasının gerektiği-
Asıl istemle birlikte tazminat talep edilmesi ve birleştirilen ipoteğin terkini istemli davanın bulunmasının eldeki dava ile sözü edilen davanın aynı olduğu sonucunu değiştirmeyeceği- Aynı dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus ileri sürülmese bile re'sen gözetilerek ikinci davanın, dava şartı yokluğundan reddedileceği- Eldeki davanın daha önceki tarihte açılmış olması karşısında Kanun yolu itirazı nedeniyle henüz kesinleşmeyen diğer dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği-
Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebildiği ve elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu ve elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği- N.' nin murisi A. B.’nin mirasçıları arasında elbirliği mülkiyetine tabi olan hissesinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiş olduğundan, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kararın kesinleşmesi ile doğacağından kararının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerektiği, ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği, belirlenen bu değerlerin toplanarak taşınmazın tüm değerinin bulunacağı, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirleneceği, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı- Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı-
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada muhdesat iddiasında bulunan paydaşa/paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerektiği- Muhdesatlar konusundaki çelişki giderildikten sonra uzman bilirkişilerden rapor alınarak, söz konusu muhdesatların bulunduğu dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerektiği-
Şahsi hakka dayalı temliken tescil istemi- Bekletici mesele-
5. HD. 12.10.2022 T. E: 1085, K: 13846
Mahkemece, taraflar arasında görülen dosyada verilen karar esas alınarak davalının takas talebinde haklı olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu davada verilen kararın Yargıtay kararıyla bozulduğu, bozma sonrası yargılamanın devam ettiği- Mahkemece; taraflar arasında görülmekte olan davanın sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması ve ortaya çıkan sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-