Miras bırakanın ölüm tarihine göre elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, davada tüm mirasçılar adına tescil istenildiğinden davaya dahil edilen mirasçılardan ikisi davaya muvafakat ederken davalının babası olan iştirakçinin davaya muvafakat etmediği anlaşıldığından; miras şirketine M.K.’nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği-
TMK.'nun 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkının da olmadığı, mülkiyetin bir bütün olarak ortakların tümüne ait olduğu, yani, ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibinin ortaklık olduğu, sözü edilen mülkiyet türünde maliklerin mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil ortak olduğu-
Elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrilirken her bir paydaşa isabet eden payların ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının taşınmazın tamamına yayıldığı, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçılardan birinin, diğerlerinden ayrı olarak kendi adına iptal ve tescil isteyemeyeceği, dosya kapsamından, davacının miras bırakana ait mirasçılık belgesinin bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda mirasçılık belgesinin ibrazı için süre verilmesinin gerekeceği, mirasçılık belgesinden, başka mirasçıların da bulunduğunun anlaşılması halinde davacı tek başına bu davayı açamayacağından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine konu taşınmaza ilişkin ortaklar arasındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulü halinde pay oranında el atmanın önlenmesi kararının verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın satış bedelinden davalı paydaş R. Ş.'in payına düşen miktarın Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2005/7123 Esas sayılı takip dosyasındaki borcunu karşılayacak kadarının bu icra dosyasına varsa arta kalan kısmının adı geçen davalı paydaşa ödenmesine hükmedilmesi gerekeceği-
Birden fazla taşınmaza ilişkin ortaklığın satış yolu ile giderilmesi davası açıldığında yetkili mahkemenin HUMK hükümlerine göre belirleneceği-
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay ilgili Dairesince verilen bozma kararı üzerine yerel mahkemede yeniden yapılan yargılamada önceki kararda direnilmiş ama bu direnme kararı verilirken eski hükmü geçersiz kılacak yeni bir hüküm kurulmuşsa da, bu durumda dosyanın ‘Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna’ değil ilk bozma kararını veren ilgili Daireye gönderilmesi gerekeceği-
Borçlunun miras bırakanından kalan payın haczedilmesi halinde, «ortaklığın giderilmesi davası» açma yetkisinin -İİK. 94, 121 ve MK. 648 uyarınca- sadece atanacak kayyıma ait olmadığı, alacaklının da -icra mahkemesinden yetki belgesi olarak- bu davayı açabileceği—
Paylı mülkiyette birden çok kimse,maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olup her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olacağından, dava konusu taşınmazlar 25.11.1993 tarihinde mirasçılara 7147 yevmiye sayılı tapu işlemi ile elbirliği mülkiyeti olarak intikal etmiş ise de aynı tarihli 7148 yevmiye sayılı tapu işlemi ile paylı mülkiyete çevrilmiş olup, her bir mirasçının payları belirlendiğinden her paydaşın kendi payı için diğer paydaşların olurunu almaksızın mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açabileceği-