Babalık davasının kabul edilebilmesi için öncelikle ana ile baba olduğu ileri sürülen kişi arasındaki cinsel ilişkinin, küçüğün ana rahmine düştüğü dönemi kapsaması gerektiği–
Babalık davasında, tekniğin tüm imkanlarından yararlanılarak, bu konudaki tüm testler yaptırılarak sonuca ulaşılması gerekeceği–
Evlenmeden sekiz ay ondört gün sonra doğan çocuğun nesebinin şüphe edilmemesinin doğal olduğu, böyle bir çocuğa ilişkin nesebin reddi davasında sürenin doğum tarihinden itibaren başlatılamayacağı–
Çocuğun ana rahmine düştüğü tahmin edilen tarihte, eşlerin birlikte yaşıyor olmaları halinde, çocuğun babasının koca olduğunun kabulü gerekeceği (kanuni karine), “çocuğun babasının tıbben davalının (kocanın) olamayacağı” doğrultusunda kesin rapor bulunmadıkça, nesebin red edilemeyeceği–
Kan muayenesi yaptırılmadan, babalık davasıyla ilgili uyuşmaz-lığın çözümlenemeyeceği–
Babalık davasında, toplanan kanıtların babalığı kabule her yönü ile yeterli olması halinde, benzerlik yönünden araştırma yapılmamış olmasının sonucu etkilemeyeceği–
«Çocuğun babasının davalının olamayacağı» Adli Tıptan gelen ra-porda kesin olarak belirtilmesi karşısında, cinsel ilişki kanıtlansa bile, «çocuğun babasının davalı olamayacağı» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
«Benzeme»nin, babalık davasının kabul veya reddi için tek başına yeterli kanıt niteliğini taşımadığı–
Babalık davalarında, baba, ana ve çocuğun kan gruplarına nazaran, çocuğun davalıdan olmasının mümkün bulunup bulunmadığı konusunda kesin rapora ihtiyaç bulunduğu–