Asıl borçlu şirket hakkındaki takip devam etmemesine rağmen, ipotek veren üçüncü kişiye karşı takibin yürütülmesi ve ipotekli taşınmazın satış işleminin yapılmasının İİK. mad. 149/b uyarınca mümkün olmadığı- Asıl borçlu şirket ve ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi arasında bulunan zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle, takip üçüncü kişiye karşı kesinleşmiş olsa bile, asıl borçluya karşı kesinleşmedikçe, ipotekli taşınmazın satışının istenemeyeceği-
Borçlu tarafa tebliğ edilen hesap katına itiraz edilmediği takdirde İİK. 68/b. belgelerinden sayılacağı ve buna itirazın ancak borç ödendikten sonra dava yoluyla olabileceği-
Bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilip, borçluya İİK'nun 146. maddesi kapsamında ödeme emri gönderildiği, itirazın kaldırılması istemi ile alacaklı tarafından icra mahkemesine başvurulduğu anlaşıldığından; alacağın varlığı ve miktarının 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı ve mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun "taksitleri zamanında ödediği halde hakkında haksız icra takibi yapıldığını" ileri sürerek takibin iptalini istemesinin "borca itiraz" niteliğinde olup 7 gün içeresinde icra dairesine yapılması gereken bu başvurunun icra mahkemesine yapılmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-
Tebliğ işlemi, muhatabın adreste tevziat saatlerinde bulunmadığından komşusuna sorulduğu, muhatabın nerede olduğunu bilmediğinin beyan ve imzadan imtina edilmesi üzerine mahalle muhtarına teslim edilerek yapılmış ise de, Tebligat Kanunu'nun 21/1, Yönetmelik'in 30. maddesine göre muhatabın “adresten geçici ayrıldığı” nın anlaşılamadığı, kendisine sorulan komşu, muhatabın nerede olduğunu bilmediğini belirtmiş olup tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tebliğ mazbatasında açıklanmadığından anılan tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu-
Mahkemece, borçlunun borcu ödediğine ilişkin itirazını icra mahkemesinde İİK'nun 68. maddesi kapsamında belge ile ispat etmesi gerektiği, borçlu tarafından ödendiğine ilişkin belge sunulmayan ve alacaklı tarafından kabul edilmeyen fakat; alacaklı şirket kayıtlarında bulunan miktarın, hesaplamasının yapılması için, bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca gidilmesinin gerekeceği-
Protokolde icra vekalet ücreti miktar olarak belirtilmemiş ise de; vekalet ücreti ödeneceği anılan kararlaştırılmış ise, icra vekalet ücreti hesabının ödeme tarihlerinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre tespiti mümkün bulunduğundan icra dairesince belirlenebileceği ve bu miktar üzerinden takibe devam edilebileceği-
Ödeme emrinin hangi hususları içermesi gerektiği İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 28. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddede talepname ile birlikte icra müdürlüğüne sunulan dayanak belgelerin ayrıca ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edileceği yönünde bir hükmün bulunmadığı-
İİK'nun 147/1. maddesinde takibin belgeye dayanması halinde, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine ekleneceğine ilişkin aynı Kanun'un 61/1. maddesine atfın yapılmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor