Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olup bu ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğu ve davacının, davaya konu paraların borç olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu; buna bağlı olarak, davalının ödünç ilişkisini kanıtlama yükümlülüğü bulunmadığı- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu-
"Havale", hukuksal niteliği itibari ile bir "borç ödeme aracı" olduğundan, havale belgelerinde bedelin başka bir hukuki ilişki için gönderildiği belirtilmemişse, bu belgenin, "bir borcun ödendiğine dair kanıt olduğu"nun kabul edileceği- Hesap ekstreleri dikkate alındığında, herhangi bir açıklama yer almayan havale işlemleri ödemeler yönünden, davacının "ödeme iddiası"nı ispatlayamadığı kabul edileceğinden, mahkemece, araç satışına ilişkin açıklama olmayan ödemeler yönünden, -dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğu gözetilerek- davacıya, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğinde olup bu ikrarın bölünemeyeceği;çünkü, vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğu- Havalenin, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtası olduğu yani mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin mevcut olduğu ve bu yasal karinenin tersini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre, somut olayda kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu-
Davacının delil olarak dayandığı banka dekontunda açıkça “Passat alımı” ibaresi olup, paranın davalı tarafça tahsil edildiği anlaşıldığından davanın kabulü gerektiği-
3. HD. 19.01.2016 T. E: 2015/2701, K: 289-
Ödünç verildiği iddia edilen paranın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafça .. TL'nin alındığı kabul edilmekle birlikte, bu paranın, davacının iddia ettiği gibi ödünç olarak alınmadığı, davacı şirkete ön ve avan proje hizmeti verildiği, bu hizmetin karşılığı olarak bu bedelin alındığı savunulduğundan, niteliği itibariyle vasıflı (gerekçeli) ikrarın söz konusu olduğu, paranın ödünç olarak verildiğini ispat yükümlülüğü davacı tarafta olup mahkemece de isabetli olarak ispat yükü davacıya yükletildiği- Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, BK. mad. 457(TBK. mad. 555) ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe, bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu idiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi" başlıklı HMK'nın 194. maddesi ile, tarafların, hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtilmesi zorunluluğu, yani somutlaştırma yükü getirildiği, bu yükümlülük gereği HMK'nın 119/1-f maddesi uyarınca davacının iddia ettiği herbir vakıanın hangi delille ispat edileceğini dava dilekçesinde açıkça belirtmesi esasının düzenlendiği, bu bendin, dava dilekçesindeki eksikliğin tamamlanması için süre verilen hallerden sayılmadığı, 140/5. madde hükmünün de aynı yönde düzenleme içerdiği, ''sonradan delil gösterilmesi'' başlıklı 145. madde hükmünün hakime takdir hakkı verdiği, sonradan gösterilen delili nazara alma zorunluluğu yüklemediği, ne var ki davanın bu düzenlemeleri içeren 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılmış olduğu ve ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın dava dilekçesinde ve delil listesinde, ''her türlü hukuki delil '' ve '' diğer yasal kanıtlar' '' demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğu da gözetilerek, yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, HMK'nın 232. ve 229. maddeleri hükümleri de gözetilerek oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Belli bir miktar paranın havale edilmesi halinde, karine olarak yapıları havalenin borcun tasfiyesine ilişkin olduğunun kabul edildiği, havale dekontunda paranın hangi nedenle gönderildiğine dair bir açıklama bulunmaması halinde, karinenin aksinin davacı tarafından ispat edileceği-
Kural olarak havalenin mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapılacağı, üzerinde açıklama bulunmayan havaleler bakımından belirtilen bu kural gereğince aksini ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacının üzerinde açıklama bulunmayan bu havalelerin ileride teslim edilecek mallara karşılık avans olduğunu yazılı delillle ispat yükü altında olduğu-
Havale, hukuksal niteliği itibariyle ödeme vasıtası olup, havalenin borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yasal karine olarak kabul edileceği, ancak, davaya konu iki banka havale dekontlarında paraların "arsa için" gönderildiği açıklandığı için davacının bu paraları borç olarak değil arsa alım işi için gönderdiği anlaşıldığından, bu durumun aksini, yani paraların arsa işi ile ilgili gönderilmediği hususunun ispat yükünün davalı tarafa düştüğü-
Vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalılara) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğundan somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalılara yaptığı dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır; yani havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olacağı-