2. HD. 04.11.2024 T. E: 2023/1999, K: 8236
2. HD. 01.11.2024 T. E: 181, K: 8164
2. HD. 01.11.2024 T. E: 2023/7591, K: 8151
2. HD. 01.11.2024 T. E: 4574, K: 8149
2. HD. 01.11.2024 T. E: 136, K: 8155
Boşanma ve velâyet yönünden kararın kesinleştirilmesini belirterek kusur belirlemesi, erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulduğu - Çocuklar yararına aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 150.000,00'er TL maddî-manevî tazminata hükmedilmesine karar verildiği-
Erkeğin kadına hakaret ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak dava dilekçesinde, dilekçeler aşamasında vakıa olarak dayanılmamakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurun sabit olduğu, erkeğin ayrıca evlilik birliği içinde ve fiili ayrılık döneminde kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı yönüyle kusurlu bulunduğu-Kadının kusurunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; kusura yönelik tarafların istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kadın ve ortak çocuk için hüküm altına alınan tedbir nafakası ile ortak çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının az olduğu, tarafların gelirlerinin denk olduğu, bu kapsamda kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı-Kadın yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın da az olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabul edildiği
Kadın eşin hastalığı ve hamileliği döneminde annesinin yardımına muhtaç olduğunun bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı-
Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman uyarlama davası açılabileceği, bu nedenle mahkemece, uyarlama davalarında uygulanması gereken kurallar tek tek ortaya konularak, konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan (inşaatçı- emlakçı-kira hukuku konusunda uzman bilirkişi) ayrıntılı ve açıklayıcı rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği- 2002 başlangıç tarihli 30 yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin olarak 11 yıl sonra 2013 yılında kira bedelinin uyarlanması istemiyle açılan davada, mahkemece hak ve nesafete göre belirleme yapılmasında isabetsizlik olmamakla birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kiralanan taşınmazın konumu ve özellikleri belirtildikten sonra resen yapılan araştırma sonrası Emniyet Müdürlüğünce bildirilen dört adet emsal değerlendirilerek, 2019 yılı itibariyle taşınmazın m²'ye ödenen kira bedeli tespit edilmiş ve neticede 2019 yılı itibariyle taşınmazın aylık kira bedeli belirlenmiş olup, bu haliyle raporun; kiralanan bakımından kira bedeli tespitine gerekli ve yeterli emsal incelemesi içermediği, soyut ifadelerle ve takdire bağlı belirleme yapıldığı, dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılmadığı, bu nedenle de denetime elverişli olmadığı- Mahkemece; öncelikle gerekirse yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, taraflarca sunulan tüm emsalleri değerlendiren ve taşınmazın dava tarihi itibariyle boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği brüt kira bedelini belirleyen denetime elverişli rapor alınması, sonrasında bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin brüt olarak tespiti gerektiği-
Velayet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tazminat istemli davada davanın değeri 60.000 TL olup İlk Derece Mahkemesince talebin 4.091,63 TL' si kabul edilmiş olmasına karşın; asıl davada kabul edilen miktarı geçecek şekilde davacı aleyhine 9.200,000 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-Davanın kısmen kabul edildiği nazara alındığında davalı ve davacı vekili lehine hükmedilen ücreti geçmemek kaydıyla vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının doğru görülmediği-