Cebri icra yoluyla ve açık arttırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmazın satın alınması halinde dahi TMK'nun 932. maddesinde dayanılan tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava açılabileceği - Alıcının satışa konu taşınmaz mala ait tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötüniyetle arttırmaya girerek satın aldığı ispatlandığı taktirde davanın kabulüne karar verildiği- Bu nedenle davalının bildirdiği tanığın dinlenmesi, davalıların iyiniyetli olarak hareket edip etmediklerinin temlik tarihleri, savunma ve taşınmazın temlik tarihinde keşfen saptanan değeri de gözetilerek duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava, mülkiyet iddiasından kaynaklanan yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir...
Davacılar tarafından dosya davalısı ... aleyhine ikame edilen ve Yargıtay incelemesinden geçerek 24.12.2015 tarihinde kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesi Kararı tapu iptal ve tescil davasının muris muvazaasına dayalı olması nedeniyle tapu devrine ilişkin işlem yapıldığı andan itibaren geçersiz olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazlarda keşif yapılması, tanıkların taşınmazların başında yeniden dinlenmesi, taşınmazların evveliyatından buyana kimin zilyetliğinde olduklarının tespit edilmesi, tarafların bildirdiği delillerin eksiksiz toplanması, kadastro ile adına tespit yapılan önceki tapu malikinin mirasbırakan olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerektiği-
1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan gabin nedeni ile tapu iptali ve tescil davasında davacının 40.000,00.-TL satış bedeli olarak yapılan devrin zorda kalışına, baskı ve hileye dayalı olduğu iddia edilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen harici sözleşme ile taşınmaz değerinin 350.000,00.-TL olarak belirlendiği, davalının ödemeleri elden ödeme ve davalının banka ve icra dosyalarına ödeme şeklinde gerçekleştirdiği ve halen devam ettiği, davalının davacının durumunu bilebilecek durumda olmadığı ve sözleşme serbestisi dikkate alınarak davacının davasını ispatlayamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesine-
Yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tereke adına tescil istemine ilişkin davada davacıların mirasbırakanı ... oğlu ...'nın taşınmazın yanlızca 10/24 payının maliki olduğu, diğer payların .... oğlu ...dışındaki tespit maliklerinden devraldığı gözetilmek suretiyle sadece 10/24 paya yönelik olarak hüküm kurulması gerektiği ile ölümle kişilik son bulacağından mahkemece dosyadaki veraset ilamına göre tüm mirasçılar adına tescil kurulması gerektiği-
Tapu ve kadastro verilerinin paylaşımı hakkında verilerinin paylaşımı hakkında yönetmeliğin "Elektronik tapu siciline geçilene kadar ihtilaf halinde tapu sicili bilgileri esastır." şeklindeki geçici 1. maddesi ve TMK'nin 705. maddesi gereğince elektronik ortamda yapılan işlemlerin geçersizliğinin tespiti ile yetinilerek tapu kayıtlarının iptali ve tesciline karar verilmesine yer olmadığı seklinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Davacının, borçtan sorumlu olan davalı aleyhine dava açarak alacağını ilâma bağlatmadığı, ancak davalı .............. tarihli dilekçesi ile davacının ................ TL tutarındaki alacağını kabul ettiğini istinaf aşamasında mahkemeye bildirdiği, ancak mahkemece sözü edilen dilekçenin değerlendirilemediği, davalı yüklenicinin bu beyanının TMK’nın 895. maddesi gereğince kabul mahiyetinde olduğu, kabulün niteliği ve doğurduğu etki dikkate alındığında her aşamada değerlendirilmesi gereken bir beyan olduğu, o halde mahkemece yapılacak işin; dava konusu somut olayda TMK’nun 893. ve devamı maddelerindeki şartların oluşup oluşmadığını davalının ............... tarihli dilekçesi ve taşınmazların malik durumu değerlendirilerek bir karar vermekten ibaret olması gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak taşınmazın ihalede satılmasından sonra "icra emrinin iptaline" karar verilmesi halinde, ihale sonucu yapılan tescilin hukuken geçerli bir sebebi kalmadığından "yolsuz tescil" niteliği taşıyacağı ve bu durumda taşınmaz bedelinin alacaklıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesi devam ederken intifa hakkının sona ermesi halinde davacı şirket ile davalı şirket arasındaki kira sözleşmesinin sona ermeyeceği. eBK.'nun 254. maddesinin kıyasen uygulanması neticesinde, intifa hakkı sona erse bile, malik olan Belediyenin kira sözleşmesi ile bağlı olacağı ve sanki kira konusunu devralan yeni malikmiş gibi eBK. 254/2'de belirtilen konumda olacağı- İntifa hakkı sona erdiği hâlde kira sözleşmesi devam ettiğinden eBK. m. 254/2 uyarınca, Belediyenin, kira sözleşmesinin tarafı hâline geldiğinin kabulü gerektiği-