Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-
«Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddialar»
Davalı borçlu şirket ile davalı 3.kişi şirket arasında organik bağ ve ticari işletme devri niteliğindeki tasarrufun İİK 280/1-2-3. maddesi gereğince iptale tabi olduğu; davalı 3.kişi şirket ile davalı 4.kişi şirket arasındaki tasarrufun, davalı 4.kişinin, borçlu şirketin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle İİK 280/1-2 maddeler gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu işletme devri niteliğindeki tasarrufun davalı borçlu şirket tarafından yapıldığı, diğer borçlunun bir tasarrufu olmadığı anlaşıldığından bu takip dosyası yönünden davanın reddi; şirket yönünden ise dava konusu tasarrufların takip konusu takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline, davacı alacaklıya iptal edilen tasarrufa konu menkuller üzerinde takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına harç ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına ve belirtilen iki takip dosyasındaki alacak miktarı toplamı iptali istenen tasarruf miktarından daha düşük olduğundan iki takip dosyasındaki alacak miktarına göre hesaplanması gerektiği-
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin “işletme devri” niteliğinde olması ve İİK.’nun 44. ve TTK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin TBK.’nun 202. maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
Borçlu şirket borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce İİK. mad. 280/3 kapsamında, alacaklıya zarar verme kastı ile ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiş olduğundan, aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu, dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Devirin, gerçek olduğu kabul edilse bile, İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği görüldüğünden, devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süre ile sorumlu olacağı-
Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin ortaklarının aynı kişiler veya aynı soyadını taşıyan kişiler olması ya da temsilcilerinin aynı kişi olması halinde şirketler arasında «organik bağ» bulunduğu ve dolayısıyla bunlar arasındaki -devir, satış, kira gibi- işlemlerin -kural olarak- alacaklardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olarak kabulü gerekeceği–