Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-
Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin ortaklarının aynı kişiler veya aynı soyadını taşıyan kişiler olması ya da temsilcilerinin aynı kişi olması halinde şirketler arasında «organik bağ» bulunduğu ve dolayısıyla bunlar arasındaki -devir, satış, kira gibi- işlemlerin -kural olarak- alacaklardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olarak kabulü gerekeceği–
Finansal kiralama sözleşmesi gereğince dava konusu hacizli malın satın alınıp sözleşme süresinin sona ermiş olması ve borcunda bitmiş olması halinde hacizli malın mülkiyetinin kiracı üçüncü kişiye geçeceği-
Borçlu ile alacaklı banka arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun doğumundan sonra, davacı şirket ile borçlu arasındaki 840.160 TL makine ve teçhizat satış işleminin TBK 202, İİK 44 ve 280/3-4 maddeleri kapsamında ticari işletme devri olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Açılmış olan istihkak davasında dava konusu işlemin muvazaalı olduğunun yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, bu iddiasının tanık dahil her türlü kanıtla isbat edilebileceği ve muvazaa olgusunun varlığının taraflarca ileri sürülmese bile doğrudan doğruya araştırılabileceği-