Kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti,fazla mesai, hafta, genel tatil ile milli bayram alacaklarının tahsilini istemiyle kısmi eda külli tespit amaçlı belirsiz alacak davasında, davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı def’ini ileri sürmemiş, ıslaha karşı da süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda, HMK. mad. 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı definin davacının açık muvafakati ile yapılabileceği- Davacının açık muvafakati yokken ilerleyen aşamada davalının ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının dinlenmesinin hatalı olduğu-
Haczin kaldırılmasına ilişkin davada; davalı kuruma davetiye gönderilmeden, duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından önce karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK’nun 258’inci maddesinde sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre, ihtiyati hacizde görev konusunda HMK’nun göreve ilişkin hükümlerinin (m.1-4) uygulanacağı- Asliye Hukuk Mahkemesince "HMK’nun 316/1-a hükmüne göre, Sulh Hukuk Mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulandığı" belirtilerek, "Sulh Hukuk Mahkemesinin basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde genel görevli mahkeme olduğu" şeklinde bir anlam çıkarılamayacağından, Asliye Hukuk Mahkemesince, "görevsizlik nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine" karar verilemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarında uygulanacak yargılama usulünün basit yargılama usulü olduğu- Uyuşmazlığa konu davanın 1086 Sayılı HUMK zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada sadece delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, kapsamı da belirtilmeden gider avansı istenmesi yerinde olmadığı gibi; mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının da açıklanmamasının doğru olmadığı- Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, bu durumda mahkemece, uygulama yapılmadan, soyut ve kesin süre verilerek dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilemeyeceği-
İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İcra ve İflas Kanunu'nun 258.maddesinde açıkça belirtilmeyip sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğinden, görev konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminin Ticaret Mahkemesinde görüleceği, ihtiyati haciz isteminin görev yönünden reddine karar verilirken ayrıca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmemesi gerektiği-
Basit yargılama yöntemine tabi davalarda; 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde dosya ilk kez işlemden kaldırılıp sonrasında dava yenilenmiş ise davacıya 6100 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, bu konuda özellikle önceki kanun zamanında yapılmış işlem gözetildiğinde ve usul hukuku ile hukuki güvenlik hakkı dikkate alındığında 6100 sayılı Kanun uygulanmayarak bir kez daha davayı takipsiz bırakma hak ve olanağı tanınması gerekmektedir. Buna karşılık, 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde açılan davada dosya ilk kez 6100 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemden kaldırılmış ise tamamlanmış bir işlemden ve kazanılmış haktan söz edilemeyeceğinden ve usul hükümlerinin hemen uygulanması zorunlu bulunduğundan 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmekte, başka anlatımla, 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde takipsiz bırakılmayan davada davacını 6100 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yalnızca bir kez davayı takipsiz bırakma hakkı bulunmaktadır ve önemle vurgulanmalıdır ki davanın 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde açılmış olması belirleyici değildir.
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2 maddesi gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesinin gerekeceği, Aynı Yasa'nın 317/2. maddesi uyarınca cevap süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu ve 19/4. madde hükmüne göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğinin kabul edildiği, yine HMK'nın 131. maddesi ile, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların artık ileri sürülemeyeceğinin düzenlendiği, bu kapsamda, Hakim'in doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremeyeceği-
Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkin davada, Kurumca kabul edilen ve geçerlilik tanınan sigortalılık süresinin davacının talebine konu süre olup olmadığı, davacının talebine konu sürelerde tarımsal faaliyetinin kesintisiz olarak devam edip etmediği, sigorta primlerinin 6111 sayılı Kanun uyarınca yapılandırma ile ödenip ödenmediği, aylığın talep tarihi itibariyle başlatılıp başlatılmadığı araştırılmadan evrak üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı oluğu-
HMK. mad. 316/1-c uyarınca, ihtiyati haciz istemleri incelenmesi basit yargılama usulüne tabi olduğundan, basit yargılama usulünün sadece ve münhasıran sulh hukuk mahkemesinde değil asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına giren pek çok dava ve iş bakımından da uygulanan bir yargılama usulü niteliğinde olduğu-İhtiyati haciz istemi, gerek istemde bulunanın ve gerekse de aleyhine istemde bulunulanın mal varlığı haklarına ilişkin bir “iş” niteliğinde olup aksine bir düzenleme söz konusu olmadığı için bu işler bakımından asıl görevli mahkeme asliye hukuk ve/veya işin mahiyetine göre asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Basit yargılama usulünün uygulandığı istihkak davasında ve bu davaya karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında; davacı-alacaklı tarafın ilk yenilemeden sonra duruşmaya katılmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor