İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi 18.10.2022 olup, İlk Derece Mahkemesinin incelemesi sırasında dosya borcunun 04.11.2019 tarihinde ödendiği, İcra Müdürlüğünün 04.11.2019 tarihli tensip tutanağı ile takip dosyası infaz olduğundan tüm hacizlerin fekkine karar verildiğinin görüldüğü, dolayısıyla, haczin İcra Müdürlüğünce kaldırılması ile şikayetçinin elde etmek istediği gaye fiilen gerçekleştiğinden, İcra Müdürlüğünün 04.11.2019 tarihli haczin kaldırılması kararı İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden önce olduğundan, İlk Derece Mahkemesince; şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nın 331/1. maddesi uyarınca tarafların şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinin talep edilebileceğinin kabul edildiği, ancak gerekçeli kararda davacının davalıdan .... hissesi için dava tarihindeki değeri dikkate alınarak miras hissesi olan 1/2 pay karşılığı 26.432,16 TL talep edilebileceğinin belirtildiği, belirtilen bu miktarın taşınmazın satış tarihindeki davacının hissesine düşen miktar olduğu, anılan taşınmaz yönünden dava tarihi itibariyle davacının miras hissesi oranında talep edebileceği miktar 47.696,33 TL olduğundan bu durumun gerekçeli kararda çelişki yarattığı- Mahkemece dava tarihi itibariyle davacının miras payı karşılığının 26.432,16 TL olarak belirtilerek gerekçeli kararda çelişki oluşturulması nedeniyle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpoteğin kaldırılması talepli davaya konu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu vasfında bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava konusu ipotek işlemi öncesinde davalı eş tarafından davalı banka lehine ipotek işlemi gerçekleştirildiği, davalı bankaca dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair iddiasıyla birlikte ipotek işlemi sırasında davacı eşin ipotek işlemine açık muvafakatinin alındığını savunduğu, usulüne uygun ara kararlara rağmen söz konusu muvafakatname belgesinin aslının sunulmadığı, imza inkarında bulunan davacının eli ürünü imzasının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davalı banka ipotek işlemi sırasında davacının verdiğini iddia ettiği muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu kesin olarak ispat edemediği, davacı eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmenin zorunlu olduğu, açıklanan nedenlerle; konusuz kalan davada davacı eşin dava açmakta haklı olduğu, dava açılmasına sebebiyet veren davalıların yargılama, gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği-
Uyuşmazlık, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanması hususunda yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshedilmesine dair kurum işleminin iptali ve muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir...
Alacaklının takipten feragat ettiği icra dosyasından anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden de 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tarafların haklılık durumunun değerlendirilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Davacının koruma faaliyetlerinden ayrılma isteğini davalı tarafa bildirdiği, yazılı cevaplar ile talebinin kabul edilmediği, söz konusu yazılara cevaben iadeli taahhütlü gönderdiği yazı ile üyelikten ayrılacağını belirttiği ve davalı tarafa 06.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın bu yazıya cevap vermediği, davalının kamu tüzel kişisi olduğu, üyelikten ayrılma ve üyelik aidatının iptali işlemi nedeniyle açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği, yargı yolu nedeniyle verilen görevsizlik kararı neticesinde dosyadan el çekildiği için yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya uygun olduğu-
Yargılama devam ederken davalı şirketin 205.173,03 TL ödeme yaptığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331.maddesi gereğince mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanmış tesis sözleşmesinin 9. maddesine göre 2018 yatırım yılında en fazla 12 taksitle iş bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, tesis sözleşmesine konu yerin geçici kabulünün 2014 yılında yapılmış olması, aradan geçen süre içinde davalının gerekli işlemleri tesis etmesi gerekli olduğu, ahde vefa ilkesi kapsamında davalı taraf sözleşme ile bağlı olduğundan yönetmelik vasfındaki düzenlemenin taraflar arasındaki akit ilişkisine müdahale edemeyeceğinden yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle, dava konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret-
Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmettiği-