Kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının kocaya verildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı durumda, bozdurularak harcandığı davacı-karşı davalı koca tarafından ikrar edilen ve dava dilekçesinde talep konusu edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
Dava konusu malların, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihten önce mi yoksa katılma alacağının geçerli olduğu tarihten sonra mı edinildiğinin saptanması gerekeceği-
Davacı-karşı davalının dava konusu kooperatifte bulunan ½ payını davalı-karşı davacı eşine devrinin gizli bağış sayılacağı-
Davacının kendi adına satın aldıktan sonra dilekçe vermek suretiyle kooperatif üyelik hakkını tek taraflı olarak davalı eşine devrettiği yönündeki beyanının ve yapılan ödemelerin bağış olarak kabul edileceği-
1.1.2002 tarihinden önce yani mal ayrılığı döneminde edinilen mallara ilişkin uyuşmazlığın BK’na göre çözümlenmesi gerekeceği-
Dava konusu meskenin eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş olması halinde, ta­raflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Davacı, adına kayıtlı taşınmazı bizzat tapuda yaptığı satışla davalı eşine devrettiğinden bu devrin bağış niteliğinde olacağı-
Davalı eşe, karşılıksız kazanma yoluyla gelen paranın, onun kişisel malı olduğu ve kişisel mal üzerinde katkı payı alacağı talebinde bulunamayacağı-
Eşler müşterek hesap açarken başka bir şart kararlaştırmadıklarına göre hesaptaki paranın yarı payının bir tarafa ait olduğunun kabul edilmesinin gerekeceği-
Her ne kadar eski Medeni Kanunda eşler arasında cebri icra yasağı hükmüdüzenlenmiş ise de, birbirlerine karşı hukuksal ilişkiler nedeniyle dava açamayacaklarına dair bir düzenleme getirilmediğine göre; yeni Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce edinilmiş olan taşınmaz ile ilgili eşlerin birbirleriyle yaptıkları hukuksal tasarruflar nedeniyle dava açma olanaklarının mevcut olduğu–