Birden fazla borç bulunması halinde, kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin muaccel borç için yapıldığının kabulü gerektiği (TBK. mad. 102)-
Ödeme dekontlarında ödemenin hangi çeke yönelik olduğu bildirildiğinden, ödemelerin başka bir icra dosyasına mahsubu mümkün olmadığı-
İtirazın iptali davası icra takibine bağlığığının hem alacağın miktarı, hem de alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- Birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği- İcra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davasında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebileceği ve yalnızca takibe konu faturaların ve faturalara ilişkin ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaların tümünün teslim alan kısımlarında imza olduğu hususunun gözetilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği, aksi yönde yapılacak araştırmanın ise itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Tarafların aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmamasına karşın işlemlerini açık hesap ilişkisi olarak devam ettirdikleri, açık hesap ilişkisinde zaman zaman ödeme yapıldığı, birden fazla mal ya da hizmet bulunduğundan ilişkinin, ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığını belirtmeye elverişli olmadığı, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" yönündeki görüşlerin HGK. çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Tahkikatın bittiği tefhim edilmekle sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK. mad. 186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğu-
Davacının borcunun 22.8.2014 ile 22.9.2014 tarihleri arasında 5 taksitte ödenmesi kararlaştırılmış olup banka havale makbuzları ödemeye ilişkin olup, ödemeler ise 25.8.2014 ile 9.9.2014 tarihleri arasında yapılmış olup, makbuzların hiçbirinde ödemenin dava konusu çeke yönelik olarak yapıldığına dair kayıt bulunmayıp TBK. 102 uyarınca muaccel olmuş borca karşılık yapıldığının kabulü gerektiği-
Davanın temelini oluşturan icra takibinde dayanak olarak ihtarname ile birlikte protokol gösterilmiş olup, yapılan ödemelerin sözü edilen protokol çerçevesi içerisinde vadeleri belirtilmiş olan senede bağlanmış taksitlere yönelik mi yoksa cari hesaptan kaynaklanan protokol kapsamı dışındaki devam eden cari hesap ilişkisi ile oluşan borca mahsup edilmesi gerektiğinin belirlenerek karar verileceği- Dava konusu ipotek, limit ipoteği olduğundan ipotek limitini aşacak şekilde hüküm kurulamayacağı-
İcra takibine konu bono bedellerinden dolayı ödenen miktar kadar borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, TBK. mad. 102 uyarınca takip konusu bonoların vade tarihinden sonra yapılan ödemelerin bonolara yönelik yapıldığının kabul edilip taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak bir karar vermek gerektiği-
Yapılan ödemelerin dava konusu çeklere ilişkin olduğunu ispat yükü davalıda olup, mahkemece davalı tarafa uyuşmazlık konusu olmayan çeklere ilişkin varsa elindeki çek asıllarını ve örneklerini, ödeme belgelerini sunmak üzere süre verilmesi, bu belgelerin ibraz edilen ödeme belgeleri ile karşılaştırılması, bu şekilde davacının alacak miktarının tespiti ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün ters çevrilmesi suretiyle dekontların dava konusu çeklere ilişkin ödeme belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek sonuca varılmasının doğru olmadığı-
Davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış bir kararın olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakla, böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği- Mahkemece, genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK. mad. 54 uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işverenin, kıdem tazminatı borcu bakımından, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşeceği- Diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdünin gerçekleşeceği-