Davacı, tescilini istediği taşınmazın bitişiğinde bulunan 865 sayılı parseli tapuda yapılan satış ve devirle 27.02.2003 tarihinde satın aldığına göre, TMK.nun 719. maddesi uyarınca şahsi hakkın satın aldığı taşınmazın çapı ve miktarı ile geçerli olduğu, bu nedenle davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin en erken 865 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı tarihte başladığının kabulünün gerekeceği-
Aralarında harita mühendisinin de bulunacağı yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle (önceki keşfe katılanlar haricinde) keşif icra edilerek, çap kaydının 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 20. TMK’nun 719. maddesi kapsamında, 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kıyı kenar çizgisinin ve davalılara ait çapın kapsamının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, kazanılmış hak ilkesi de gözetilmek suretiyle hasıl olacak durumun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Hazinenin de tarafı olduğu bir ilam ile taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil ettiği benimsenerek bir tescil hükmü kurulur ve taşınmaz hakkında bir sicil kaydı tesis edilirse, artık bu kararın Hazineyi bağlamayacağından söz edilemeyeceği- Kesin hüküm, kamu düzenine ilişkin olduğundan ve re'sen gözetilmesi gerektiğinden, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı-
Çekişmeli taşınmazın krokide yeşil çizgi ile gösterilen "Hozrin yolu" sınırı ile 32 ve 34 sayılı parseller arasında kalan kısmını kapsadığı mahkemece benimsenen ve davalılarca da temyiz konusu yapılmayarak kabul edilen tapu kaydının kadastro tespitinde sadece davalılara ait 32 ve 34 sayılı parsellere revizyon görmüş olması ve bu tespitin de davalılarca itiraz edilmeksizin kesinleşmiş bulunması karşısında, anılan tapu kaydının davalılara 32 ve 34 sayılı parseller dışında bir kazanım sağlaması da mümkün olmayıp, kök tapu kaydına, "Hozrin yolu" okuyan ve bilirkişi krokisinde "Tirintilden Hozrine giden yol" şeklinde yeşil çizgi ile gösterilen batı sınırı sabit sınır kabul edilmek suretiyle miktarı kadar kapsam tayin edilmesi, miktar fazlalığı yönünden ise zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kadastro tespiti 1984 yılında yapılmış olup tescili istenen taşınmaz bölümleri bu tarihte çalılık niteliğinde tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu ve davacının 2510 sayılı parseli 1997 yılında Hazine’den satın aldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde ve gözetildiğinde, davacının dava konusu taşınmazlar üzerinde başlayan zilyetliğinin en erken 2510 sayılı parseli satın aldığı 07.03.1997 tarihinden sonra başladığının kabulünün gerekeceği-
2863 Sayılı Yasa'dan kaynaklanan tapu iptali-tescil isteği- Sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle kayda miktarı ile kapsam tayin edilmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınmasının zorunlu olduğu-