İcra takibine konu belgenin yabancı dilde düzenlendiği, muhatap banka da yabancı olduğundan işlemin "yabancılık unsuru" içerdiği görüldüğünden, TTK. mad. 820 gereğince, takibe konu belgenin imza edildiği ülke ile ödeme yerinin bulunduğu ülkenin hukuk mevzuatını ve dilini bilen Üniversitelerin Ticaret Hukuku kürsüsünden özellikle kambiyo hukuku alanında yetkin bilirkişiden "takibe dayanak belgedeki kayıtların kambiyo hukukundaki karşılıkları ile açıklanması" amacıyla rapor alınması gerektiği- Alınacak bilirkişi raporunda Türk mevzuatına ilişkin ve hukuki nitelendirme olmaması gerektiği- İcra takibine dayanak belgenin kambiyo vasfında olduğunun ve alacaklının takip hakkının bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde borçluların borca yönelik itirazların mahkemece inceleneceği-
Suça konu çek aslının iğfal kabiliyeti açısından incelemenin yapılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği- Suça konu çekte, zorunlu unsurlardan olan “keşide yerinin” bulunmaması ayrıca keşide edenin adı yanında da herhangi bir yer yazılmamış olması karşısında, sanıkların eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı-
Düzenleme (keşide) yerinin “D.Bakır” olarak gösterilmesi durumunda senedin kambiyo senedi vasfını haiz ve kıymetli evrak olma niteliğini korumakta olduğu-
Keşideci tarafından ''ciro olunmayacağı'' veya ''emre yazılı olmadığı'' gibi  konacak kayıtlarla, poliçenin cirosunun yasaklanabileceği ve senedi nama yazılı hale getireceği- Bir ciranta tarafından konan kayıt ise sadece o cirantanin ciro ettiği şahıstan sonraki hamillere (senedi ciro ile alan) karşı sorumluluktan kurtaracağı- Ciro edilemez kaydı bulunan çekin kambiyo senedi niteliği etkilenmese de ciro yoluyla devri engelleceği ve sadece alacağın temliki yolu ile devredileceği-
Davacı tarafından dava konusu çekler nedeniyle, tedbir istemine konu icra takiplerinin dava tarihinden önce açılmış olması karşısında, İİK'nun 72/3.fıkra 1.cümle gereği; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Çekin karşılıksız olduğu belirlendiğine ve davacı tarafından ibraz edilen çekin iade edildiği bildirildiğine göre, davacının defterinde ifa uğruna verilen çeke dayalı kaydın kapatılmasının davacı aleyhine sonuç doğurmayacağı; çekin davacıya ibraz ettirilerek davalıya iadesi karşılığında alacağa hükmedilmesi gerektiği-
D.Bakır şeklindeki kısaltmanın herkes tarafından Diyarbakır olarak anlaşılabilir olduğu; bu şekilde kısaltılan keşide yerinin geçerli olduğu ve çekin yasal unsurlarının tamam olduğu-
İbraz tarihinden sonra üç aylık süre geçtikten sonra şikayetçi olunduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olduğu- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 692/5. maddesi gereğince çeklerde keşide yerinin yazılması, yazılmadığı takdirde keşidecinin adı yanındaki yerde düzenlenmiş sayılacağı ve bu unsurun eksikliği halinde çekin özel belge niteliğinde olacağı bu nedenle sanıkların eyleminin özel belgede sahtecilik suçu olacağı-
Çek yapraklarının zorunlu unsurları taşımaması halinde, çek iptali davasına konu edilemeyeceği- Çek iptali davası açma hakkının yetkili hamile ait olduğu- Davacıların, muhatabı çekleri ödemekten men edebilecekleri gibi murisin elinden rızası hilafına çıkan çekin bedellerinin kendilerinden talep edilmesi durumunda menfi tespit davası açma haklarının bulunması karşısında, çek iptaline ilişkin dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor