Navlun iadesinin reddine ilişkin kararı temyiz edilmemiş olması karşın bu hususta karar düzeltme talebinde bulunulmasında hukuki yararı olmadığı- Karar düzeltme sebeplerden hiçbirine uygun olmayan ve dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan dolayı karar düzeltme isteminin reddedilmesi gerektiği-
“İcra edilebilirlik şerhinin” verilmesinin çekişmesiz yargı işi olduğu ve  “çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların” temyiz edilemeyeceği-
Temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin kararın kesin olduğu- Davacı vekili, temyiz aşamasında boşanma dışındaki tüm taleplerinden ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiğinden, davacının boşanma davasının fer'ilerinden ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti taleplerinden feragat beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin kararın kesin olduğu- Davacı temyiz aşamasında boşanma davasından ve boşanmanın ferilerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacının beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin şerhlerin devamı ile tapuya tesciline karar verilmesi talepli davanın niteliği gereği maktu harca tabi olduğu ve bu konuda verilen kararın temyiz edilebileceği- Satış vaadi sözleşmesi şerhinin ilk 5 yıllık etkisi bittiği için ikinci kez 5 yıllık şerhin konulmasının talep edilmesinde davacının hukuki yararı var mıdır?
Tasarrufun iptali davalarında icra dosyasına yatırılan harçların bu dosyada alınması gereken harçtan mahsup edilemeyeceği- Bilirkişilerden taşınmazların tasarruf tarihindeki değerlerini bildirir ek rapor alınması, bilahare takip konusu alacak miktarı (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat'i aciz belgesindeki miktar) ile iptali istenen tasarrufların; tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden eksik kalan harcın tamamlanması gerektiği-
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar yönünden temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirleneceği, temyize konu edilen miktarlar, asıl ve birleşen davada her bir davacı için temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerektiği- Temyiz yoluna başvuranın temyiz talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın temyiz talebi de reddedileceğinden, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiğine göre, katılma yolu ile kararı temyiz eden davalı vekilinin de temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği-
Eldeki dava malvarlığına ilişkin bir dava olduğundan, gerek HMK'nun 341/2 gerekse HMK'nun 362/1-a maddesi uyarınca yasa yollarına başvurabilmek için dava değerinin belirlenmesi gerekeceği- Dava, genel hukuk mahkemesinde açılmakla birlikte kadastro tespitine itiraz davasına dönüştüğünden, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, itiraza konu orman kadastrosunun iptaline yönelik hüküm kurulmamış olunmasının isabetsiz olduğu- 
Kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı kabul edilen miktar itibariyle kesin nitelikte olup kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde, mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği-