Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zarın karşılanmasını da amaç edinmemiştir, o halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmesi gerektiği-
Davaya konu kazada ölen davacıların anne ve babasının kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığı ve davalı tarafın tam kusuru ile kazanın gerçekleştiği; kaza ve zararın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü, hayattaki en yakını olan anne ve babasını kaybeden davacıların ölenlere olan yakınlığı nedeniyle duyacakları elemin derinliği, tazminat sorumluları arasında sigorta şirketinin de bulunduğu ve tarafların ekonomik sosyal durumları gibi tazminata etki eden tüm unsurların birlikte ele alınması ile, bir miktar daha yüksek manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
KTK.'nun 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin; yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği- Davalı tarafından yapılan ödemenin manevi tazminatı da kapsadığı manevi tazminatın tekliği kuralı uyarınca, yeni bir manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi- "Davacı yayanın, araçlara ilk geçiş hakkını vermediği ve karşıdan karşıya geçişte kavşak veya yaya geçitlerini kullanmadığı için %75 oranında asli kusurlu, davalı sürücünün ise meskun mahal içerisinde seyrederken aracın hızını hava, yol, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadığından %25 oranında tali kusurlu olduğu" bilirkişi raporunda belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece asli kusurlu olan davacı yayanın manevi tazminat talebinin tamamına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu, tarafların kusur durumu gözetilerek daha alt seviyede manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulmasının gerektiği- Bakıcı gideri talebi yönünden kaza tarihinde yürürlükte olan brüt asgari ücret tutarı (tamamı) üzerinden hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Bakıcı gideri, tedavi gideri kapsamında sayılacağı ve bakıcı giderinden tedavi gideri limiti ile sınırlı olarak davalı trafik sigortacısının sorumlu olduğu-
Trafik kazası sonucu ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat- Kendi adına dava açan reşit davacılar ile reşit olmayıp velayet altında olan davacıların her biri yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarının ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği-
Asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği- Takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği- Yargılama sırasında davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı, aralarında sulh protokolü başlıklı belge düzenlendiği ve davacının davalı yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmakla poliçe limiti ve sulh-ibra sözleşmesinin değerlendirilerek buna göre karar verilmesi gerektiği-
Olay tarihi itibariyle 15 yaşında vefat eden davacıların oğlu müteveffanın tali kusurlu oluşu da dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği- Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarlarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine takdir edilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi- Bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceği-