Tarafların murisi olan kişinin 20.10.1996 tarihinde vefat ettiği, murisin davaya konu edilen vasiyetnamesinin ilgili dosyada açılıp okunduğu ancak söz konusu açılma kararının kesinleşmediğinin anlaşıldığı- 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcının vasiyetnamenin açılması dava dosyasının kesinleşme tarihinden itibaren başladığı, aksinin kabulü hâlinde kesinleşmeyen bir vasiyetin tenfizinin istenmemesi nedeniyle vasiyetname lehtarı aleyhine sonuçlar doğacağının karşı oy olarak benimsendiği- Bir hakkın zamanaşımına uğrayabilmesi için, o hakkın lehtarının hakkını kullanabilmesinin mümkün olması gerektiği, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin karar kesinleşmeden vasiyetnamenin infazı mümkün olmadığına göre zamanaşımından bahsetmenin de mümkün olmadığı; diğer yandan bir hakkın varlığını öğrenmeden maksat soyut bir hakkın varlığını öğrenmek değil, infaz edilebilir, kullanılabilir bir hakkın varlığını öğrenmek olması gerektiği ve bu nedenle henüz kesinleşmeyen bir vasiyetin infazı da mümkün değilken zamanaşımına uğradığından bahsetmenin doğru olmadığı görüşünün karşı oy olarak benimsendiği-
Vasiyetname ve içeriğini usulüne uygun tebliğ yoluyla ...1997 tarihinde öğrenen davacı için 10 yıllık zamanaşımı süresinin de bu tarihte işlemeye başladığı, 743 s. TMK m. 580 (4721 s. TMK m. 602) uyarınca, vasiyet alacaklısının dava hakkının kural olarak ölüme bağlı tasarrufu öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı- "Vasiyet alacaklısının TMK m. 602'de düzenlenen dava hakkına ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı vasiyetnamenin açılması dava dosyasının kesinleşme tarihi olduğu, henüz kesinleşmeyen bir vasiyetin infazı da mümkün değilken zamanaşımına uğradığından da bahsedilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Murisin 1984 vefat tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 580.maddesi (4721 sayılı TMK.nun 602.maddesi) gereğince “Vasiyet alacaklısının dava hakkı, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” hükmü getirilmiş olup, bu maddenin uygulanması için vasiyet alacaklısının (davacının) öğrenme tarihinin önem taşıdığı-
Vasiyetnamenin tenfizi ile taşınmazların tapu kaydının iptali davasında; yanların ortak murisi 14.03.1995 tarihinde vefat ettiğinden, olayın çözümünde uygulanacak yasa hükmünün 4721 sayılı Yasa hükümleri olmayıp, murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri olduğu ve bu kanunun 580.maddesinde düzenlenen sürenin hak düşürücü değil, zamanaşımı süresi olduğu-
TMK'nın 602. maddesi gereğince vasiyet alacaklısının alacakla ilgili zamanaşımı süresi, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, mahkemece zamanaşımının başlangıç tarihi saptanarak davalılardan E.D.'in yapmış olduğu zamanaşımı savunması üzerinde durulup bir sonuca varılması gerekeceği-
