TTK'nın 83. maddesi ve HMK'nın 220/3. fıkrasına istinaden ticari defter ve kayıtların ibrazı için davalıya ihtarname tebliğine rağmen mazeretsiz olarak ticari defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden, mahkemenin davacının hizmet bedeli ile ilgili beyanlarını kabul edilebileceğinin kanunen mümkün olduğu-
Somut olayda işe giriş çıkış kayıtlarının bulunmadığı dönem yönünden, mevcut delillerin değerlendirilmesi, çalışma düzeninin aynı olması prensibinden hareketle, kayıtlı dönemin, kayıtlı olmayan dönem için emsal olabileceği de gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde talep edilmemiş olan dönemi de kapsar şekilde -HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak- talep aşılarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- İş Kanununda kayıt tutma yükümlülüğünün genellikle işverene verilmiş olduğu- Bordro tanzimi, mesai saatleri düzenleme, yıllık ücretli izin defteri tutma, çalışma belgesi verme gibi işçi alacakları konusunda işveren kayıtlarına dayanıldığında, bu kayıtları tutma zorunluluğu olan işverenin bu belgeleri mahkemeye ibraz etmesi, işverenin bu belgeleri ibraz etmemesi halinde ise 6100 sayılı HMK’nun 220. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği- Fazla çalışmaların her türlü delille ispat edilebileceği- İşe giriş çıkış kayıtlarının sunulmamasının davacı-işçi aleyhine yorumlanması gerektiği- Çalışma düzeninin aynı olması prensibinden hareketle, kayıtlı dönemin, kayıtlı olmayan dönem için emsal olabileceğinin gözetilmesi gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler nedeni ile sonradan düzenlenen sözleşmenin ilk sözleşmedeki prim(kardan pay alma), taraflar arasındaki hükmü ortadan kaldırıp kaldırmadığının çözümü için sözleşmelerin incelenmesi ve hukuksal sonucunun değerlendirilmesi gerektiği- İşçinin, kâr ve zararla ilgili bilgileri işverenden isteme hakkı bulunmadığı, işçinin alacağı kâr payının, safi kâr üzerinden hesaplanması gerektiği- Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden, cirodan veya kardan belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu payın, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticari esaslar göz önünde tutularak belirleneceği- İşçi ayrıldığında proje veya iş tamamlanmamış, ancak dava tarihine göre tamamlanmış ve işveren bu işten dolayı kar etmiş ise, burada kardan pay almanın kıstelyevm esasına göre çalışılan süre ve çalışılmayan süreye oranlanarak belirlenmesi gerektiği- Hukuki nitelendirme ve yukarıda belirtilen ilkelere göre, davacının prim alacağına hak kazanabilmesi, başka bir ifade ile bu alacağın muaccel olması için primin dayanağı projelerin öncelikle tamamlanmış olması gerektiği-
Davacı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı dosya içeriği ile sabit olduğu, davalı taraf defterlerinin ibrazı ile ilgili olarak meşruhatlı ve ihtarlı davetiye tebliği ve kesin süre verilmek suretiyle defterlerin ibrazı halinde inceleme yapılıp neticesine göre karar verilmesi, defterlerin ibraz edilmemesi halinde ise HMK 220/3 fıkrası da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği- Harç yatırılmadığından ortada usulüne uygun bir karşı dava mevcut değil ise de davalının karşı dava dilekçesinde öne sürdüğü hususların mahsup talebi olarak değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Akdi ilişkinin varlığının ispatı için yazılı delil sunulmayan davada “yemin” deliline dayanılmış olduğundan mahkemece, akdî ilişkinin varlığının kanıtlanması amacıyla davalıya yemin önerme hakkının bulunduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının hesaplamalara esas ücreti belirlenirken fesih tarihinden önceki aya ait bordro ile davacıya ödendiği anlaşılan miktarın dikkate alındığı, dosyada taraflar arasında imzalanmış bireysel iş sözleşmesi mevcut olup burada davacıya ödenecek ücret miktarı açıkça belirlendiği, bu bireysel iş sözleşmesinde yazılı ücret yerine bordroda yazılı miktarın hesaplamalara esas alınmasının hatalı olduğu- Davacının arıza durumunda mesai saatlerini aşacak şekilde çalıştığı tanık beyanları ve İş Teftiş Kurulu Başkanlığının İnceleme Raporuna göre sabit olduğu, davalının elinde davacının arıza durumunda işyerinden ayrılış ve dönüş saatlerini içeren “Araç ve Görev Emri” başlıklı belgelerin bulunduğu, bu belgelerin HMK mad. 220'de belirtilen yöntem çerçevesinde davalı ve davalının asıl işvereni ihbar olunan şirketten talep edilerek, belgeler sunulduğu takdirde işçilerin vardiya çizelgeleri ile bu belgeler karşılaştırılıp, davacının haftada kaç saat fazla mesai yaptığının belirlenmesi gerektiği; davalı ve ihbar olunanın bu belgeleri sunmaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile iddialarını ispat edebileceklerinden, tanıkların yeniden dinlenilmesiyle ortalama olarak vardiya bitim saatini aşacak şekilde kaç saat çalışıldığı aydınlatılıp çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tarafların ortak olduğu davadışı şirketin yetkili müdürü davalı olup, şirketin ticari defter ve kayıtlarından bu sıfatı gereği davalının sorumlu olduğu- Davalının, mahkemenin talebi üzerine kendi sorumluluğu altında bulunan defterleri ibraz etmek zorunda olduğu- Her ne kadar defterlerin vergi dairesinde olduğu için ibraz edilemediği beyan edilmiş ise de, söz konusu belgelerin vergi dairesinde de olmadığı anlaşıldığından.şirket yetkilisi davalıya ticari defterlerin ibrazı için kesin süre verilerek sonrasında HMK. mad. 219. vd uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
6100 sayılı HMK.’un 219. maddesinin taraflara kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmeleri zorunluluğunu getirdiği- Davacı taraf son 6 aylık belge ibraz edemediği dönem için davalı kayıtlarına dayandığına göre HMK'nın 220. madde hükmüne göre işlem yapılması gerekeceği-
Ticari hizmet ilişkisinden kaynaklanan fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali istemi-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor