Dava konusu gayrimenkule ait tapu senedinin iptaline karar verildiği ve taşınmazın Maliye Hazinesi adına hükmen tescil edildiği, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili sırasında herhangi bir idari işlem gerçekleştirilmediği ve kamulaştırmasız el atma şartlarının bulunmadığı-
Yargılamanın iadesi sebeplerinin oluşmadığı, verilen kararda usul ve yasaya, kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı-
Davanın, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olduğu- Dava konusu taşınmazların 5403 sayılı Kanun uyarınca ifrazlarının mümkün olmadığı- Davalının kabul beyanına itibar edilemeyeceği, kamu düzenine aykırılık hallerinde mülkiyet hakkının kısıtlanabileceği, sözleşme özgürlüğü ve mülkiyet hakkının varlığı gerekçesiyle taşınmazda serbestçe tasarruf edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazların kaydına 23.03.2017 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi konulduğu, 11.04.2017 tarihinde verilen kararla ihtiyati tedbir şerhinin terkin edildiği ve 17.05.2017 tarihinde kararın kesinleştirildiği, daha sonra adlarına tescil kararı verilen kişilerin bir kısmının hisselerini üçüncü kişilere devrettikleri ancak bu kişilerin davada taraf olarak yer almadıklarının anlaşıldığı- Bu durumda Mahkemece, dava konusu taşınmazların güncel kayıtları getirtilerek, yargılamanın yenilenmesini isteyen idarenin istemine konu hisseler yönünden tapu kayıt maliklerinin, hayatta değiller ise mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesini gerektiği-
6100 sayılı HMK'nın 375 inci maddesindeki ileri sürülen sebeplerden hiçbirinin bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı-
Daha öncesinde verilen kararın kamu düzeni yönünden kaldırılmış bir karar olduğu, henüz kesinleşmediği- Somut olayda HMK'nın 375 inci maddesinin (ı) bendinde öngörülen, "bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması" durumunun söz konusu olmadığı, sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiç birisinin mevcut olmadığı-
İki davada hukuki sebeplerin farklı olduğu, Yalova Tapulama Hakimliğinin kararının Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği, kanunda belirtilen yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı-
20.07.2016 tarihinden sonra verilen bağımsız yeni bir dava niteliğinde olan yargılamanın iadesine dair hükmün kanun yolu inceleme görevi Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğu-
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir...
İhalenin feshi şikayetinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususun yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak dinlenilmesinin mümkün olmadığı- Satışa esas bilirkişi raporunun 300.000 TL eksik olduğuna ilişkin gayrimenkul değerleme raporunun yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı-
Kesin nitelikteki karara karşı verilen direnme kararının da kesin olduğunu kabul etmek, bozma sonucu ortaya çıkan hukuka aykırılığın sürdürülmesine yol açacağından, bu nitelikteki bir karara karşı direnilmesi hâlinde direnme kararına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmeyip, direnme kararının incelenmesi gerektiği, aksi kabulün, bozma kararı ile doğan hukuka aykırılığın giderilmesi yönünden çözümsüzlüğe yol açacağı- "Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin ilk derece mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği yönündeki özel dairenin bozma kararının isabetli olduğu" görüşü ile "yargılamanın iadesi talebi, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçeyle yapılacağından yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin bölge adliye mahkemesince incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor