Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2014/11 - 301 Esas, 2014/551 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava açan belge olması nedeniyle şikayetçi tarafından icra ceza mahkemesine verilecek olan şikayet dilekçisinin şüpheli veya şüphelilerin isimleri ve şikayet konusu olaya ilişkin bilgileri taşıması gerekli olmakla birlikte, bu dava dilekçesinin CMK'nun 170. maddesinde belirtilen iddianamenin bütün şekil şartlarını içermesi zorunluluğu bulunmadığından dilekçe ve ekindeki belgelerden şirket yetkilisi gerçek kişi ya da kişilerin kim olduğunun anlaşılması halinde bu kişiler hakkında yargılama yapılmasının mümkün olduğu- İncelemeye konu dosyada bulunan şikayet dilekçesi ve eklerinden 5941 sayılı Kanunun 5/2. maddesine göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan tüzel kişi yetkilisi gerçek kişi veya kişilerin kim olduklarının anlaşılamadığı- İlk derece mahkemesince "davanın reddine" ilişkin olarak verilen kararın hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı, müşteki vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği-
Suça konu çekin üçüncü bir kişi tarafından 29/12/2016 tarihinde bankaya ödeme için ibraz edildiği ve karşılığının bulunmadığı bildirilmekle atılı suç oluşmuş ise de; şikayetçinin suça konu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden yetkili hamil olmadığı, böylece müştekinin şikayet hakkının bulunmaması nedeniyle yargılamaya devam olunmasının isabetsiz olduğu-
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde sanık ...’in direnme hükmünden sonra öldüğü belirtildiğinden ölümün kamu davasının düşürülmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilerek, yerel mahkemelerce mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesinin sağlanması gerektiği-
İİK'nun 351. maddesi uyarınca şikayetçi, dilekçesinde bildirdiği delillerle bağlı olup, dilekçede somut bir eylemin belirtilmediği, bu nedenle, yüklenen suçların yasal unsurları itibariyle oluşmadığının kabulü gerekeceği-
İİK’nun 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için aynı yasanın 179 ve 6762 sayılı TTK.’nun 324. (yeni 6102 sayılı TTK.’nun 376.) maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre ‘şirketin iflasının istenmesi koşullarının bulunup bulunmadığı’nın tesbit edilmesi gerektiğinden, öncelikle borçlu şirkete ait ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şikayet tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesinin gerekip gerekmediği saptanıp sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği-
Şikâyetçi dilekçe veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olup, dilekçede borçlu şirketin pasifinin aktifini geçtiği halde iflasının istenmediğinin belirtildiği dikkate alındığında, borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunmadığının şikâyetçinin de kabulünde olduğundan, atılı suçun oluşmadığı- Atılı suçun oluşabilmesi için, ticaret şirketinin borcunu ödeyebilecek güce sahip olması ve hukuken ya da fiilen yönetim yetkisine sahip olan sanığın kasıtlı olarak ticaret şirketinin borcunu kısmen ya da tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmuş olması gerekeceği-