Muvazaanın; "tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır" şeklinde tanımlanabileceği- Gerek öğretide ve gerekse uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olarak ikiye ayrılmakta olduğu- Mutlak muvazaada tarafların herhangi bir hukuki işlem yapmayı istemedikleri, yalnız görünüşte bir hukuki işlem için gerekli irade açıklamasında bulundukları; nispi muvazaada ise tarafların gerçekten belli bir hukuki işlem yapmak istedikleri ancak onu saklamak amacıyla, bir başka hukuki işlemin kurulduğu görüşünü yaratmak üzere irade açıklamasında bulundukları, taraflar ister salt bir görünüş yaratmak için ister başka bir sözleşmeyi gizlemek amacıyla sözleşme yapsınlar görünüşteki sözleşmenin, gerçek iradelerine uymadığından geçersiz olduğu- Davalının icra takip dosyasına sunduğu dilekçesinde ‘takibe itiraz etmediği ve takip konusu alacak miktarını kabul ettiği’ ve SGK nezdinde bulunan istihkaklarının bulunduğunu bildirdiği, davalılar arasındaki borç doğuran işlemin, gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığının ispatlanamaması karşısında, davaya konu icra takibinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiği-

İncelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaa nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkili ile davalılardan A.Y.K. arasında ilaç alımı nedeniy ...