Kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 s. K. m. 4 uyarınca yapılmış olup mahkemece çekişmeli yerlere ilişkin dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip zemine uygulanarak çekişmeli yerlerin bu belgelerdeki durumları araştırılmadığı ve çekişmeli yerlerin ne zamandan beridir, ne şekilde ve kimler tarafından kullanıldığı net olarak belirlenmediği gibi bazı bölümlerin 10-15 yıldır kullanılmadığı yapılan keşifte mahalli bilirkişilerce ifade edilmesine rağmen bu bölümlerde davacıların zilyetliklerinin devam edip etmediği, iradi terk olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmiş olup, önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen mühendisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, belirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin hava fotoğrafları ve memleket haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve yine hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazın niteliği ile üzerinde varsa bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı kullanılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, taşınmazın toprak yapısının incelenmesi, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınması, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259. ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığının belirlenmesi, yerel bilirkişinin imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, kaç yıldır kullanılmadığının saptanması toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Y. ..., B. ..., H. ..., R. ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ...