Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; kadının eski erkek arkadaşı ile telefonda görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğunun, erkeğin eşinin telefon iletişim kayıtlarını istemeden önce aile arasında yapılan konuşma sonrası eşine inanarak evliliği devam ettirme iradesi göstermiş ise de daha sonra görüşme sıklığını öğrendiğinin ve kadının evi terketmesiyle fiili ayrılığın gerçekleştiğinin, bu hale göre erkeğin eşinin güven sarsıcı eylemlerini affetmiş sayılamayacağının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı erkeğin dava açmakta haklı olduğu-
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı, gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve ferileri, ziynet alacağı davasının kabulü ve çeyiz alacağı d ...
İlgili bağlantılar