Mahkemece “davalının sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığı, yasadaki düzenleme karşısında tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi verenin asıl borçluya müracaat etmeden kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, borcun asıl borçludan tahsil edilmesinin mümkün olmadığı hallerde şahsi teminat vermiş kefilden tahsilinin istenebileceği, borçluya başvurmadan kefile başvurulamayacağı, sözleşmede davalının bulunmasına rağmen sorumluluk miktarının yer almadığı, sözleşmedeki garanti talebini kefalet olarak yorumlanması gerektiği, kefalet sözleşmesinin de kefalet miktarı belirli olmadığından geçerli olmadığı” gerekçesiyle, 5464 sayılı Yasanın 24/son maddesi uyarınca “zamansız açılan davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararma uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın 5464 sayılı yasanın 24/ son maddesi uyarınca zamansız açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süres ...