Markanın tescil edildiği şekilden farklı olarak davacı markasına yakınlaştırılarak kullanımın tek başına kötüniyeti ispat yönünden yeterli olmadığı,davalı markasının tescil tarihi ve dava tarihi arasında beş yıldan fazla bir süre geçtiği, davacı tarafça markanın uzun süre kullanımına karşı çıkılmadığı, uzun süre sonra bu davanın açılmasının MK'nın 2. maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği, davalının tescilli markasını alan adı olarak tescil ettirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, mahkemece alan adı terkini talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu- Davalı markasının hükümsüzlüğü talebinin reddi gerektiği-

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın esastan reddine-kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 03.02.2021 tarih ve 2020/2196 E. - 2021/194 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelen ...