HMK 26. maddesi hükmüne göre, mahkemenin tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olduğu- Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışı olduğu- Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemeyeceği- Öğreti ve uygulamada 'taleple bağlılık' olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanacağı- Somut olayda; davacının, dava dilekçesinde 3 adet toplam 75 gram 22 ayar adana burması bilezik, 2 adet toplam 36 gram 22 ayar baklava dilimi bilezik talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece, bilirkişinin dosyaya sunulan fotoğraflar ve CD üzerinden yaptığı incelemeye göre 10 adet 22 ayar bilezik üzerinden yaptığı hesaba göre, bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulmuş olduğu; o halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, 'taleple bağlılık' kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmemiş olduğu- Mahkemece, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK.'nin 297. maddesine aykırı hüküm tesisinin doğru görülmediği-
Davacı; kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı eş tarafından rızası hilafına elinden alınmış olması nedeni ile, tatlı merasiminde takılan 9 çeyrek altın, 2 yüzük, 1 küpe ile düğünde takılan 3 adet toplam 75 gram 22 ayar adana burması, 2 adet top ...
İlgili bağlantılar