Davacıların kısmi olarak borçlu olmadığının tespitine ilişkin davada, davalı alacağı temlik almış olup, usulüne uygun geçerli temlik işlemi yapıldıktan sonra, temlik edenin alacaklının alacak miktarı yönündeki beyanı temlik alan davalıya karşı ileri sürülemeyeceğinden mahkemece temlik tarihi itibariyle davacıların icra takibine konulan borçlarıyla ilgili bilirkişi aracılığıyla hesaplama yaptırılması ve davacıların kefil oldukları dava dışı asıl borçlunun borcu verilen kredi ve yapılan geri ödemeler dikkate alınarak saptanması ve böylece temlik eden bankanın temlik edebileceği gerçek alacağının bulunması, ayrıca davacıların icra takibine konu alacağın dayanağı olan genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olmaları nedeniyle kendi kefalet limitleri ve temerrütlerinin sonuçlarından sorumlu oldukları gözetilerek, tüm delillerin değerlendirilip bir karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. ...