Kendisine sıra cetveli tebliğ edilmeyenin, davalıları hasım göstererek müstakil ve sıra cetvelindeki tüm alacağı konu alan bir dava açmak yerine, davaya aslen müdahale etmeyi tercih etmesi durumunda, sıra cetveline konu alacak üzerinde değil, sadece davaya konu edilen alacak tutarı üzerinde hak ileri sürebileceği, sıra cetvelinde ayrılan pay dava konusu olmadığından, bu tutar hakkında hüküm kurulmasının asli müdahaleye ilişkin düzenlemeye aykırı olduğu- Kamu borcu için gösterilen mallar üzerine haciz konulması suretiyle bunların teminatlandırılmasının mümkün olduğu ve bunlar hakkında cebrî icraya devam edilebilmesi için teminat gösterenden ödeme talep edilmesi gerektiği- Davalı Vergi Dairesinin kamu icra takibine devamla taşınmazın satışını yapması söz konusu olmadığından, başkası tarafından satışı yaptırılan taşınmaz için ödeme ihtarı göndermesinin beklenemeyeceği ve böyle bir ihtimalde, bu gerekliliğin yerine getilmediğinden söz edilerek alacaklının teminattan mahrum bırakılamayacağı, bu durumun, ipotek veren üçüncü kişiye, TMK. mad. 887 uyarınca ihbarda bulunmayan ipotek alacaklısının; bir başka icra dosyasından satış yapılması halinde rehin hakkından yoksun bırakılamayacağına ilişkin ilkeye paralel değerlendirilmesi gerektiği- Kamu alacaklarının hacze iştiraki ile buna ilişkin paylaştırmanın İİK.'nun 206. maddesinin değil, -sonradan yürürlüğe giren- 6183 s. AATUHK.'nun 21/1. maddesinde göre garameten yapılması gerektiği-

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ...