"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "akrabası/köylüsü/arkadaşı/kefili" olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Alacağın aslı ile idarece hesaplanan faizini idareden alırken «fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olan» alacaklının, daha sonra faiz alacağı için takipte bulunamayacağı–
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemekle yükümlü olduğu-
Borcun ödenmiş olmasından dolayı davanın konusunun kalmadığının anlaşılması halinde, mahkemece yeniden değerlendirme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Eşyanın aynından doğmayan istihsal vergisi alacağının İ.İ.K.'nun 206. maddesinde öngörülen 5. sırada yer alacağı–
Kamu alacağının hacze iştiraki açısından ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği-
Hazinenin ecrimisil tespit ettirip fuzuli şagile ihtarname tebliğ etmeden doğrudan doğruya genel mahkemelerde dava açabileceği–
Mahkemece, adı geçen şirketin yöneticisi olduğu anlaşılan ve sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi olan borçlu hakkında doğrudan icrai işlemlere girişilmemiş olması nedeniyle şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemeye (5510 sayılı Kanunun 88. maddesi) aykırı olarak yazılı şekilde red kararı doğru değilse de, sonucu itibarıyla doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasının gerekeceği-
E.ya ilişkin hüküm içermeyen ilamların «ilamlı takip» konusu yapılamayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.