TBK'nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibranamenin hukuken geçerli olup olmadığının 818 sayılı Borçlar Kanun’na göre belirlenmesi ve mülga BK’nın irade fesadını düzenleyen maddeleri uyarınca, ibra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması hâlinde ibra iradesine değer verilmemesi gerektiği, varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesinin de mümkün olmayacağı, bu nedenle işveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olamayacağı, savunma ve işverenin diğer kayıtları ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği-Davalı işveren temsilcisinin, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği, bayramlarda kısmen izin verildiği ve davacının hiçbir alacağının bulunmadığını savunduğu; ibranamede de davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğine dair ifade dikkate alındığında, ibranamenin savunma ile çelişmediği, davalı işveren temsilcisinin 'ulusal bayram ve genel tatil günleri yönünden kısmen izin verildiğini' ifade etmekle birlikte, kısmen çalışma nedeniyle kısmen izin kullandırma şeklinde bir ödemenin var olduğu, ibranamenin davalı işveren tarafından davacının iradesi fesada uğratılarak alındığının da davacı işçi tarafından kanıtlanamadığı uyuşmazlıkta, mahkemece ibranameye değer verilerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği-

1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gönen Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9 ...