Geçerli sözleşmenin ifasının imkânsız hâle gelmesi nedeniyle sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemiyle açılan dava yönünden, sözleşme çerçevesinde ödediği bedelin kendi talebi üzerine davacıya iade edilmiş olması ve bu ödeme sırasında herhangi bir ihtirazî kayıt konulmaması durumunda, dava konusu borcu sona erdiğinin kabul edileceği- "Son içtihatlarda hak sahiplerine taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiğinin kabul edildiği, davacıya sözleşmenin geçersiz olduğu şeklindeki bir kabulle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödediği bedelin iadesi yönünde yapılan ödemenin taraflar arasındaki borç ilişkisini tümüyle sona erdirmediği, davalının geçerli sözleşmenin kendi kusuruyla ifasını imkânsız hâle getirmesi nedeniyle davacıya karşı taşınmazın rayiç bedeli nispetinde sorumluluğunun devam ettiği, davacının sözleşmeyle ödediği bedelin kendisine iade edilmesi yönündeki başvurusunun ibra niteliği taşımadığı, sözleşmeye dayalı olarak gerçek zararın tazminini isteyen davacının kısmî ödeme sırasında ihtirazî kayıt sunmamış olmasının davalıyı borç yükünden kurtarmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Nafaka borçlusunun, nafaka alacaklısı ile oturup kendisi tarafından infak ve iaşe edildiğini belgelerle bağlı olmaksızın tanık delili ile ispat edebileceği-
Harici satım sözleşmesi ile taşınmaz paydaşından bağımsız bölüm satın alımına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin davada, davacının, tüketici sıfatıyla 13.01.2014 günlü adi yazılı harici satım sözleşmesi ile tapu kayıt malikinden bağımsız bölüm satın aldığı, 03.04.2017 günlü ibraname başlıklı belgenin ise genel anlamda iş sözleşmesinin sona erdirilmesine dayalı işçinin işvereni işçilik alacaklarına yönelik ibrasına ilişkin olduğu, davacının anılan belgeyi işçi sıfatıyla imzaladığı, ibraname başlıklı belgeye son paragraf olarak yazılı kısımda ise ibra edilen borç-alacak ilişkisi bütün kapsamıyla belirtilmediğinden geçerli bir ibranameden söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemece bozma ilâmına uyularak verilen kararda ise hafta tatili ücreti hüküm altına alındığından, davacı tarafın ilk kararı temyiz etmediği dikkate alındığında hafta tatili ücreti talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilmesi gerekirken bu alacağın hüküm altına alınmasının davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu- Kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğunun kabul edildiği, miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olmasının makbuz etkisini ortadan kaldırmayacağı-
Sözleşmede genel işlem koşulları bulunmadığının, hükümlerin pazarlık edilerek kabul edildiğinin ispat yükünün, genel işlem koşullarını kullanana ait olduğu- Franchise sözleşmesindeki tek yanlı kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükmün yürürlük denetimi yapılarak yazılmamış sayılmasına karar verilip verilmeyeceğinin öncelikle değerlendirilmesi, yazılmış sayılmasına karar verildiği takdirde sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği kanısına varıldığında, her halükarda davacının zararını talep edebileceği, zararın erken fesih nedeniyle aynı mahiyette bir franchise verebileceği süreyle sınırlı olabileceği hususları gözetilerek bir hüküm tesisi gerektiği-
Taraflar arasındaki güçlendirme ve tadilat işlerini konu alan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemi-
Davacı imzalı 24.06.2009 tarihli “Makbuz ve ibraname” başlıklı ve aynı tarihli “İbraname” başlıklı iki ayrı belgenin bulunduğu olayda, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenmiş olan 24.06.2009 tarihli “İbraname”nin geçerli olup olmadığı; asıl ve birleşen davanın reddinin gerekip gerekmediği- Davacı işçi tarafından ibranamenin irade fesadına dayalı olarak alındığı ispatlanamamışsa da davalı işveren tarafından davacı işçinin alacaklarına karşılık ödenen ...TL’nin tespit edilen gerçek hak tutarına nazaran eksik olduğu anlaşıldığından, söz konusu belgenin ibra niteliğinin bulunmadığı-
Dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı belediye ile aralarında sözleşme düzenlendiği, arsa tahsisi yapıldığı, satış bedelinin taksitler halinde ödendiği, tahsis kararının iptal edildiği, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiği ileri sürerek arsanın rayiç değerinin tahsili istemi- Davacının talebine uygun yapılan ödemenin ve ödeme sonrası yapılan ibranamenin TBK 131. ve 132. maddesinde işaret edilen ve borcu sona erdiren hukuksal olguları içerdiği, davacının, ödemenin ve düzenlenen ibranamenin irade fesadı ve baskı ile yapıldığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı-
TBK'nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibranamenin hukuken geçerli olup olmadığının 818 sayılı Borçlar Kanun’na göre belirlenmesi ve mülga BK’nın irade fesadını düzenleyen maddeleri uyarınca, ibra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması hâlinde ibra iradesine değer verilmemesi gerektiği, varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesinin de mümkün olmayacağı, bu nedenle işveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olamayacağı, savunma ve işverenin diğer kayıtları ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği-Davalı işveren temsilcisinin, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği, bayramlarda kısmen izin verildiği ve davacının hiçbir alacağının bulunmadığını savunduğu; ibranamede de davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğine dair ifade dikkate alındığında, ibranamenin savunma ile çelişmediği, davalı işveren temsilcisinin 'ulusal bayram ve genel tatil günleri yönünden kısmen izin verildiğini' ifade etmekle birlikte, kısmen çalışma nedeniyle kısmen izin kullandırma şeklinde bir ödemenin var olduğu, ibranamenin davalı işveren tarafından davacının iradesi fesada uğratılarak alındığının da davacı işçi tarafından kanıtlanamadığı uyuşmazlıkta, mahkemece ibranameye değer verilerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Kooperatif üyeliğinin tespiti ile kazanç kaybının tahsili istemi-