Dava konusu taşınmaz borçlu davalılar tarafından üçüncü kişi konumundaki davalıya satılmış, onun tarafından da dava dışı bir kişiye satılmış olduğu halde -taşınmazları elinde bulunduran bu kişi davaya dahil edilmeksizin- taşınmazlar üzerinde davacı tarafa cebri icra yetkisi verilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Davalı tarafın kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait iken iyi niyetin kanıtlanması yükümlülüğünün bildirdiği tanıklar dinlenmeden davalı tarafa yüklenmesi ve İİK. mad. 278'in uygulanması ihtimaline binaen taşınmazların başında keşif yapılmamasının isabetsiz odluğu, mahkemece, davacı tarafa taşınmazı (üçüncü kişiden) satın alanı davaya dahil edip etmeyeceğinin sorularak davaya dahil edilmesi halinde delillerinin toplanması, taşınmazlar başında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak taşınmazların satış tarihleri itibariyle gerçek değerlerinin saptanması, davalı üçüncü kişinin bildirdiği tanıklarının dinlenmesi, üçüncü kişiden satın alanın davaya dahil edilmemesi veya davaya dahil edildiği halde kötü niyetinin kanıtlanamaması halinde ise taşınmazlar yönünden davanın tazminat istemine dönüşeceğinin düşünülmesi, davada kötü niyetin kanıtlanması yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiği-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Y. Ö. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: ...