Bir davanın esas yönden başarı ile sonuçlanabilmesi için; davada taraf durumunu alanların gerçekten davacı ve davalı sıfatını taşımalarının gerektiği ve bir kimsenin muayyen bir davada kendisine izafe edilen davacı ve davalı sıfatını haiz bulunup bulunmadığı konusu bir usul hukuku meselesi olmayıp; maddi hukuka göre tayin edilen ve dava konusu hakkın özüne ilişkin bir mesele olduğundan, sıfatın bulunmaması halinde davanın mahkemece esasına geçilmesi gerektiği- 442 sayılı Köy Kanunu'nun 10. maddesi gereğince; muhtar köyün başı ve Kanuna göre; köy işlerinde söz söylemek, emir vermek ve emrini yaptırmak muhtarın hakkı olmakla beraber, muhtar tüm bu işlemleri köy adına yapacağından şahsi kusuru dışındaki iş ve işlemlerden kaynaklanan davalar dışındaki davanın tüzel kişiliği bulunan köye yöneltilmesinin gerektiğinden; köy tüzel kişiliğine değil doğrudan köy muhtarına yöneltilen davanın husumet noktasından reddi yerine esasının incelenerek hüküm kurulması doğru olmadığı-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ...