Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davanın alt işverenlere ihbarını istediği, davalı bakanlık asıl işveren olup İş Kanunu'nun 2. maddesine göre ödenmeyen işçilik alacaklarından alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, Bakanlığın, ödeyeceği işçilik alacağından dolayı davayı ihbar ettiği alt işverenlere rücu hakkı bulunduğu, davalının davayı ihbar talebi hakkında bir işlem yapılmaması usul ve yasaya aykırı olacağı- Davacı, dava dilekçesinde, belirsiz alacak davası açtığını belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi  ve yol ücreti ile ilgili olarak, talep miktalarını kısmi olarak belirlediği, daha sonra ıslah dilekçesiyle HMK mad.107 uyarınca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret,  fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti hususlarında talep miktarını artırdığı, dava türünün, talep sonucuna göre belirleneceğinden, dava dilekçesi incelendiğinde taleplerin kısmi olması ve ıslahla artırılması karşısında davanın kısmi eda külli tespit davası olarak değerlendirilmesi gerektiği-  Faiz başlangıcına ilişkin olarak, kıdem tazminatına fesihten itibaren, diğer alacaklarda ise dava dilekçesinde istenen miktara dava tarihinden, ıslahta istenen miktara da ıslahtan itibaren faiz uygulanması gerektiğinden, davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek kıdem tazminatı dışındaki alacaklara uygulanan faiz başlangıcı hakkındaki belirlemenin isabetsiz olduğu-

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.  Hüküm ...