Borçlunun resmi bir belgeye dayanmayan alacağın konu edildiği takipte kendisine tebligat yapılmadan icra dairesine giderek, kendisine tanınan yasal sürelerden feragat ettiği, daha sonra avukatının eşine bu alacağı temlik ettiği ve aynı davalıya satış vaadi sözleşmesiyle taşınmaz devrinin taahhüt edildiği anlaşılıdığından, temlik alan davalının borçlunun durumunu bildiği ve takip konusu alacağın da gerçek bir alacağı yansıtmadığı-
Dava, İİK.'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı; borçlu V.'ın aleyhinde yapılan icra takibine konu edilen alacağın gerçekte mevcut olmadığını ve bu alacağın daha sonra davalı N.'e temlik ...