Komşu taşınmazlara uygulanan kayıtların malik olarak davacı ile hukuki ilişkisinin tesbiti, kayıtların nizalı taşınmaz yönünü mer'a okuyan sınırlarında ve çevresinde dava tarihinde veya öncesinde eylemli mer'anın bulunup bulunmadığı, dava konusu parsel ile ilgili olarak davacının bu taşınmazda satınalma veya irsen intikal yoluyla zilyetliğinin bulunup bulunmadığı ve davacı ile önceki zilyetler yönünden zilyetlik süreleri de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğinin en iyi belirlenme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının kadastro tespit tarihinden en az yirmi yıl öncesine ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihi olan 2006 tarihinden 20–25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olmasının ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği-
Bataklık ve sazlık niteliğinde bulunan taşınmazlar TMK.’nun 715, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya ile kazanılamazlar. TMK.’nun 999.maddesi gereğince de bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün değildir. Dava konusu taşınmazın niteliği bataklık olduğuna ve bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün bulunmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tapusuz taşınmazın satışının herhangi bir şekle bağlı olmadığı, ham toprak çekişme konusu taşınmazların hukuksal niteliğinin diğer anlatımla özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığının saptanması gerektiğinin duraksanmayacak kadar açık bir olgu olduğu, bu belirlemeden sonra da zilyetlikle iktisap koşullarının Özel Daire bozma kararında açıklandığı şekilde davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin tesbitinin gerekeceği-
Kadastro tespitine itiraz davası-
Bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı- İmar ihyasının tamamlanıp tarım arazisi haline getirilmiş olduğu-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile kadastro paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün tapuya tescili istemine ilişkindir...
Üç tarafındaki komşu mera parselleri ile doğal veya yapay sınır yerleri bulunmayan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği–
Kural olarak, kadastro tespitinin yapılmasıyla kadastrodan önceki zilyetliğin kesintiye uğrayacağı ve kadastronun tespitinden itibaren başlayacak olan zilyetliğe eklenmeyeceği; kadastro tespitinden itibaren davacının taşınmaz üzerinde aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla, 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin geçmiş olmasının gerekeceği-
Mevcut belge ve deliller ile ağırlıklı olarak bilirkişi ve tanık sözleri uyarınca dava konusu taşınmazın murislerine ait iken onların ölümü ile mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucunda davacıya isabet ederek zilyetliğin davacıya devir ve teslim edildiğinin anlaşılmasına ve davanın Kadastro Mahkemesinde görülüyor olmasına göre davacının kendi adına tescil talep edebileceğine; sonuçta 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulanması yönünden ön sorun bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.